30 Haziran 2017 Cuma

KURAN -87- (30) RUM SURESİ TÜRKÇE ÖZÜ

(Bismillahirrahmanirrahim)
(her şeye) Yaratılmışlara sonsuz ve sınırsız lütuf, ihsan, rahmet bahşeden, rahmetiyle sayısız nimetler ihsan eden, merhameti ve rahmeti bol, kulluk edilmeye layık tek ilah Allah'ın ismi ile (yardımıyla) (başlanır)
\Aynı zamanda müşriklerin bir işe başlarken Allah yerine kendi ilahlarının adlarını zikretmelerine nispettir\

66 Ayet - /Bizans'ın putperest İranlılar'a, müslümanların da Mekke müşriklerine karşı zafere ulaşacakları müjdesi/

----- Mekke döneminin sonlarına doğru, İsra suresinin ardından, Hz.Muhammed'in Akabe'de Medineli müslümanlardan biat aldığı dönemde vahyedilmiş olmalıdır. Çünkü rivayetlerde, Bizans'ın yenildiğini duyan müşriklerin müslümanlara, "Eğer siz de bizimle savaşırsanız size galip geliriz" dedikleri aktarılır. Bu ifade, müslümanların en azından yakın bir gelecekte müşriklerle savaşacak güce ulaşacak durumda olduklarını göstermektedir. -----
(bkz.Hasan Elik & Muhammed Coşkun, "İndirildiği Dönemin Işığında Kur'an Tefsiri)

ZAFER MÜMİNLERİN...

1-Elif lam mim! (Huruf-ı mukattaa)

2-Ey müslümanlara her türlü baskıyı reva gören ve putperest İran ordusunun Arap yarımadasına yakın (bkz.Razi) bir bölgede hristiyan Bizans ordusuna karşı zafer kazanmasını adeta kendi zaferleri gibi gösterip müslümanların moralini bozmaya, gözünü korkutmaya çalışan Mekkeli müşrikler! 
3-Haberiniz olsun ki sizi sevince boğan bu İran zaferi, yakında hezimete dönüşecek Bizanslılar onlara galip geleceklerdir. 
4-Dahası, çok yakında müslümanlar size karşı üstünlük sağlayıp Allah'ın yardımıyla zafere ulaşacaklardır. İşte o gün sevinme sırası
5-Allah'ın kendilerine bahşettiği zafer neticesinde müminlere gelecektir. Zira her iş eninde sonunda Allah'ın hükümranlığı altında gerçekleşir, o mutlak güç ve mülkün sahibidir, iman edenlere karşı çok merhametlidir.

6-Bu, Allah'ın müminlere vaadidir. Allah verdiği sözden dönmez, ancak siz müşrikler (bkz.Mukatil)
7-Her şeyin sadece görünen yönünü dikkate aldığınız için elçimizin bildirdiği bu zafer vaadini imkansız görmekte (bkz.İbn Aşur) ahirete dair uyarıları dikkate almamaktasınız.

DÜNYA HAYATININ SONU ve AHİRET

8-Hiç elinizi vicdanınıza koyup düşünmez misiniz? (bkz.Kurtubi) Allah şu yeri, göğü ve diğer varlıkları boşuna mı yaratmıştır? Bu dünya hayatının bir sonu olmayacak mıdır? Ayrıca burada yapılan haksızlıklar cezasız mı kalacaktır? Elbette ki hayır! Zira Allah bu kainatı belli bir süre için yaratmıştır. Bu sürenin ardından kıyamet kopacak ve her şeyin hesabı görülecektir. Ne var ki sizler bu gerçeği kabul etmeye yanaşmamaktasınız.  
9-Sizden önce elçilerimize benzer tavrı gösteren toplumların sizden çok daha güçlü kuvvetli oldukları halde helak edilmelerinden ders almaz mısınız? Evet, onlar sizden daha güçlüydüler, ama kendilerine uyarıcı olarak gelen peygamberleri yalanladılar, tıpkı sizin, elçimiz Muhammed'e yaptığınız gibi alaya aldılar, onlara zulmettiler ve sonuçta helak edildiler. Allah onlara herhangi bir haksızlık yapmış değildir. Aksine onlar bu kötü sonu kendi elleriyle hazırladılar. 
10-Dünyadaki bu felaketin ardından ahiret azabına da müstehak oldular. (bkz.Mukatil

MÜŞRİKLERİN BEYHUDE ŞEFAAT BEKLENTİSİ

11-Ey Allah'tan başka varlıkları Allah katında kendilerine şefaatçi olarak gören ve ahiret uyarılarını umursamayan müşrikler! Sizleri ilk defa yoktan yaratan Allah olduğu gibi ölümden sonra diriltecek ve huzuruna çıkartıp hesap soracak olan da O'dur. 
12-Şunu iyi bilin ki o, umursamadığınız kıyamet günü geldiğinde bütün beklentileriniz boşa çıkacaktır. 
13-Kendilerini şefaatçi kabul edip ortak koştuğunuz meleklerin (bkz.Mukatil) ve diğer varlıkların hiçbir yararını göremeyeceksiniz. Çünkü onlar, o gün sizin şirk inancınızdan beri olduklarını ilan edeceklerdir. 

14-İşte kıyametin koptuğu o gün hesap görülecek ve elçilerimize iman edenlerle etmeyenler ayrılacak ve her biri farklı bir sonla karşılaşacaklardır 
15-Allah'ın birliğine ve elçilerine inanmış ve O'nun emirlerine uyarak, yasaklarından kaçınarak yaşamış müminler cennet bahçelerinde çok saygın bir şekilde ağırlanacaklardır.  
16-Tevhidi ve elçilerimizi inkar eden ve ahiret uyarılarını alaya alan inkarcı müşrikler ise cehennem ateşine atılacaklardır.  

TEVHİDİN KAİNATTAN DELİLLERİ

17-Bu uyarıları dikkate alın ve sabah akşam sadece Allah'a kulluk edin
18-Başka varlıkları O'na ortak koşmayın. Daima tevhide bağlı kalın, O'na şirk koşmaktan sakının, ikindi vakti ve öğleye girdiğinizde de ilan edin ki göklerde ve yerde övülecek ve yüceltilecek tek ilah O'dur. Çünkü O, bütün kainatın yegane yaratıcısıdır, kulluk edilmeye layık yegane kudrettir. Bunu gösteren bir çok delil vardır. 
19-Cansız berrak bir sıvıdan veya tohumdan canlıları yarattığı, onlara hayat verdiği gibi bütün canlıların hayatına son verecek olan da O'dur. Kurak toprağa hayat verdiği gibi sizi de öldükten sonra diriltecektir. 
20-Kaldı ki atanız Adem'i topraktan yaratıp onu ve sizleri mükemmel hale getirmesi, Allah'ın kudretinin sınırsızlığını ve kulluk edilmeye layık yegane ilah olduğunu (bkz.Mukatil) gösteren açık bir delildir.  
21-Yanlarında huzur ve sükunet bulasınız diye sizlere kendi türünüzden eşler yaratması ve aranızda güçlü bir sevgi ve merhamet bağı oluşturması 
22-Yeri ve göğü, bütün kainatı mükemmel bir şekilde var etmesi, sizleri değişik renklerde yaratması, dillerinizin farklılığı
23-Gecenin sükunetinde uyumanıza ve gündüzün aydınlığında çalışıp kazanmanıza imkan verecek olan şu gece ve gündüz düzeni  
24-Sizleri kah korkutan kah yağmur ve bereket beklentisiyle sevindiren şimşekleri çaktırıp gökten yağmur yağdırması ve kuruyup çoraklaşmış topraklara hayat bahşetmesi 
25-Yerden göğe kadar şu muazzam kainat sistemini düzenli bir şekilde yaratması  da, O'nun kulluk edilmeye layık yegane kudret olduğunu gösteren delillerdendir. Aklını kullanan ve bütün bu delilleri düşünenler bu gerçeği anlar ve tevhidi kabul ederler. Nitekim kıyametle birlikte herkes öldükten sonra O, bütün insanları diriltecek ve huzuruna çıkarıp hesaba çekecektir. 

26-Yerde ve göklerde olan her şey O'na aittir. Her şey O'nun egemenliği altındadır. 

27-Sizleri yoktan yaratan O olduğu gibi, ölümden sonra diriltecek olan da O'dur. Yaratmak da diriltmek de O'nun için zor değildir. Siz ahiret uyarılarını dikkate almasanız da, hakikat budur. O'ndan başka kulluk edilmeye layık kudret yoktur, kainatın yegane hakimi ve ilahı O'dur. O, sonsuz kudret sahibidir, kulları için isabetli olanı yapmakta ve emretmektedir. 

28-Ey Allah'a ortak koşan ve onun nezdinde bazı varlıkları şefaatçi kabul eden müşrikler! Allah sizlere, bu yaptığınız şeyin yanlış olduğunu göstermek üzere, kendi yaşamınızdan bir örnek vermektedir. Sahip olduğunuz kölelerinizi kendi servetinize ortak etmek, sizden sonra tıpkı çocuklarınız gibi mirasçınız olmalarını kabul etmek ister misiniz? İstemezsiniz değil mi? Kaldı ki o köleler aslında sizler gibi birer insandır (bkz.Zemahşeri) Peki, durum böyle iken nasıl olur da Allah'ın mülkünde ve egemenliğinde bazı varlıkların ortak olduğunu düşünürsünüz? Aklınızı kullanıp şirkten vazgeçmeniz için işte size böyle açık kanıtlar ortaya koyuyoruz!   

29-Ne var ki sizler aklınızı kullanmak yerine cahilce davranıyor, dünyevi arzularınıza uyuyor (bkz.İbn Atıyye) ve atalarınıza bağlı kalmak adına (bkz.Kurtubi) şirki sürdürüyorsunuz. Bu sebeple de şirkten bir türlü vazgeçmiyorsunuz! Kendinizi Allah'ın rahmetinden ve hidayetinden mahrum ettikten sonra artık size kim yardım edebilir ve yol gösterebilir?

30-Ey elçimiz Muhammed! Müşriklerin bu cehaletlerine bakma, onların inanmamaları seni üzmesin! (bkz.Razi) Şirkten uzak bir şekilde dosdoğru tevhide olan bağlılığını sürdür. Allah'ın insanı yaratırken O'nun benliğine zerkettiği bu tabii ve saf yaratılışında sebat et! Şunu iyi bil ki onlar Allah'ın insana lütfettiği değerli tevhidi değiştirip dönüştüremez, onu yok edemez, şirk inancını hakim kılamazlar (bkz.Razi) Çünkü tertemiz insan fıtratına uygun dosdoğru din budur. Ne var ki Mekkeli müşrikler (bkz.Mukatil) bu inançtan yüz çevirmektedirler.    

MÜŞRİKLERİN NANKÖRLÜKLERİ

31-Ey Mekkeli müşrikler! (bkz.Mukatil) Bu anlatılanlardan ders alın ve Allah'a şirk koşmayı bırakıp tövbe edin. (bkz.Taberi) Elçimize iman edip tevhide yönelin ve ona uygun bir şekilde ibadet edin. 
32-Tevhitten ayrılıp (bkz.Taberi) değişik inançlara sapan ve kendi görüşlerini hakikat sanıp övünen müşrikler olmaktan vazgeçin.

33-Aslında müşrikler, başları sıkıştığında o güne kadar şefaatçi kabul edip medet umdukları varlıklardan bir fayda gelmeyeceğini görür ve derhal tövbe edip Allah'a yalvarmaya başlarlar! Fakat Allah onları sıkıntılarından kurtardığı zaman yine eski nankörlüklerine döner ve O'na şirk koşmaya devam ederler.   
34-Fakat bilsinler ki verdiğimiz bunca nimete karşı yaptıkları nankörlük pek uzun sürmeyecektir, zira eğer tövbe edip tevhide dönmezlerse yakında bunun cezasını çekeceklerdir. 
35-Sanki Allah'a ortak koşma konusunda onları yönlendiren ilahi bir bilgi indirmişiz gibi şirkte ısrar ediyorlar!  

36-Evet, müşrikler ilahi nimetler içinde yüzerlerken Allah'a nankörlük eder ve bazı varlıkları O'nun nezdinde şefaatçi kabul edip onlardan medet umarlar, ancak kendi hataları sebebiyle başlarına bir musibet geldiğinde, medet umdukları o varlıklardan ümitlerini keser (bkz.Maturidi) ve derhal Allah'a yalvarırlar. 
37-Rızkı, dilediğine bolca verme gücüne de dilediğinden kısma gücüne de sadece Allah'ın sahip olduğunu, içlerinden bir insanı seçip ona peygamberlik vermesinde yadırganacak bir durum olmadığını (bkz.Maturidi) bir türlü anlamazlar. Oysa bunlar, iman etmek isteyenler için Allah'ın hikmet ve kudretine yönelik gayet açık delillerdir. 

YOKSULA YARDIM

38-Ey elçimiz Muhammed! Sen ve sana inananlar sakın müşrikler gibi olmayınız! Akrabalarınıza, yoksullara, gariplere ve yolda kalmışlara mallarınızdan Allah'ın verilmesini emrettiği haklarınızı veriniz. Unutmayınız ki Allah'ın rızasını kazanmak isteyenler için en doğru yol budur. Zaten böyle davrananlar ahirette kurtuluşa ereceklerdir. 
39-Zira Allah katında daha değerli olan ve ödüle layık görülen harcamalar, dünyevi kazanç sağlamak amacıyla yaptıklarınız değil (bkz.Taberi, İbn Atıyye, İbnü'l-Cevzi) sırf Allah'ın rızasını kazanmak için yoksullara yaptığınız yardımlardır. İşte böyle yardım edenler ve zekat verenler ahirette ödüllerini katbekat alacaklardır.   

TEVHİDİN DELİLİ

40-Ey Allah'a ortak koşan ve onun nezdinde bazı varlıkları şefaatçi kabul eden müşrikler! Sizleri yaratan, her türlü rızkı bahşeden, canınızı alacak ve tekrar diriltip hesaba çekecek olan Allah olduğu halde nasıl olur da ona ortak koşarsınız? O varlıklar içerisinde bunları yapabilen var mı sanki? Hayır, elbette ki bunlar sadece Allah'ın yapabileceği şeylerdir ve bu yüzden de kulluk edilmeye layık yegane kudret O'dur, sizin asılsız yakıştırmalarınızdan uzaktır. 

ŞİRK TOPLUMU FESADA UĞRATIR

41-Ey Mekke müşrikleri! Sizin yaptığınız kötülükler neticesinde memleketin dört bir yanında (bkz.İkrime, Mücahid => Taberi, İbn Kesir) şirk ve inkar alıp başını yürüdü (bkz.Maturidi) Allah bu yaptıklarınızın bedelinin bir kısmını sizlere dünya hayatında ödeterek tövbe etmenizi sağlamak istemektedir.  
42-Aslında geçmişte benzer şeyleri yapmış toplumların sonlarıyla ilgili kıssalardan ibret alsanız sizin gibi müşrik olan ve peygamberlere karşı zorbalık edenlerin sonlarının ne kadar kötü olduğunu anlar ve ders alırsınız. 

43-Ey elçimiz Muhammed! Sen müşriklerin bu tavırlarına aldırma! Gerçekleşmesi kaçınılmaz olan, cennetlik ve cehennemliklerin ayrışacağı kıyamet ve hesap günü gelinceye kadar tevhide bağlılığını sürdür! 
44-Gerçek şu ki tevhide karşı çıkan ve senin peygamberliğini inkar edenler kendi aleyhlerine hareket etmektedirler. Sana iman edenler ise kendilerine ahirette verilecek olan muazzam ödüle hazırlanmaktadırlar 
45-Çünkü Allah, bu kimseleri ihsanı ve ikramıyla bol bol ödüllendirecektir. İnkarcı müşrikler ise ilahi rahmetten mahrum kalacaklar ve cezaya müstehak olacaklardır. 

46-Ey Allah'ın nezdinde bazı varlıkları şefaatçi kabul edip onları Allah'a ortak koşan müşrikler! Allah'ın yarattığı şu muazzam kainat düzeni içerisinde rüzgarların nasıl yağmuru müjdelediğini, nasıl rahmet ve bereket yağmurlarını yağdıran bulutları topladığını ve denizlerde yüzen gemileri ilerlettiğini görmez misiniz? Allah'ın bütün bunları size bahşetmesi, kulluk edilmeye layık yegane kudret olduğunun bir delilidir. Size düşen, bu nimetlere şükretmek ve sadece O'na kulluk etmektir.  

Hz.MUHAMMED'E SABIR ve KARARLILIK TAVSİYESİ

47-Ey elçimiz! Müşriklerin ısrarlı inkarlarından dolayı yılgınlık gösterme! Şunu iyi bil ki geçmişte de birçok peygamberi toplumlarına göndermiştik ve onlar da senin gibi açık ve net bir şekilde tevhidi ortaya koyan kanıtları anlattıkları halde, inkar ve baskı ile karşılaşmışlardı. Ama biz neticede elçilerimizi zafere ulaştırdık ve inkarcı müşriklerin cezalarını verdik. Çünkü müminlere yardım etmek, onları zafere ulaştırmak bizim vaadimizdir. Bu şekilde seni de müşrik Mekkeliler'e karşı muzaffer kılacağız. 

KAİNATTAN TEVHİT DELİLLERİ

48-Ey elçimizin ahiret uyarısını alaya alan müşrikler! Yarattığı kainat düzeni içerisinde rüzgarları estiren, onlarla bulutları harekete geçirip bir araya toplayan, onları yağmur yüklü hale getiren Allah'tır. Bir bakarsınız ki o bulutlardan yağmur damlaları yağıveriyor. 
49-Evet, işte siz, öncesinde kuraklık ve kıtlık sebebiyle bitkin ve umutsuz hale düşmüşken 
50-Allah'ın rahmeti sayesinde yağan bu yağmurlarla seviniyor ama yine de O'na ortak koşuyorsunuz! Elçimiz Muhammed'in hesap günüyle ilgili uyarılarını alaya alıyor, "çürümüş kemikleri kim diriltecek" diyorsunuz! Görmez misiniz, çoraklaşmış ve adeta ölü gibi olmuş topraklar ilahi rahmetle yağan yağmur sayesinde nasıl da canlanıyor, hayat buluyor? Evet, işte bu durum, hayat veren, ölüyü dirilten Allah'ın kudretini göstermez mi? Doğrusu Allah her şeye kadirdir.

51-Kudretimizle yağdırdığımız yağmurlar sayesinde, çorak topraktan sizlere çeşit çeşit rızık bahşedince seviniyor ama bu rızıkları bahşeden kudrete şükretmiyorsunuz! Ürünlerinize zarar veren bir afetle karşılaştığınızda üzüntünüzden kahroluyor, bütün nimetleri unutuyor, nankörlük ediyorsunuz. Bu durumunuz, iddia ettiğinizin aksine, Allah'a samimiyetle bağlanmadığınızı, O'na tam olarak güvenmediğinizi göstermektedir. Zira gerçek müminler, bollukta şükreder, darlıkta sabreder, sıkıntılarının giderilmesi için Allah'a dua ederler. (bkz.Zemahşeri)

MÜŞRİKLERİN KÖRLÜKLERİ

52-Ey elçimiz Muhammed! Sen bu müşriklerin aldırmazlığına bakma! Onların iman etmemeleri senin suçun değil
53-Çünkü sen basiretleri körelmiş kimseleri sapkınlıklarından kurtaramazsın! Senin uyarıların ancak ayetlerimize iman edenlere fayda eder. Bu yüzden sakın ümitsizliğe düşme ve görevini yapmaya devam et!

54-Ey elçimizin ahiret uyarılarını alaya alan müşrikler! Hiç düşünmez misiniz; Allah sizi ana rahminde bir damlacıktan yaratmış, sonra güçlü kuvvetli insanlar haline getirmiştir. Bu güçlü kuvvetli halinizden sonra yaşlanıp tekrar zayıf düşmektesiniz. Sizi böylesine halden hale getiren Allah'ın, ölüleri diriltmesini nasıl hayretle karşılarsınız? Doğrusu Allah dilediği gibi yaratır, sonsuz ilim ve kudret sahibidir. 
55-Eğer bu tavrınızdan dönmezseniz, ahirette çok pişman olacaksınız. Kıyamet koptuğunda bu geçici dünya hayatının ne kadar da kısa olduğuna şaşıracak, uzun bir hayat yaşayamadık diye yeminler edeceksiniz. İşte bu, dünyada ne kadar yanılgı içerisinde olduğunuzu gösteren bir durumdur.  

56-Ama o gün, dünya hayatında elçilerimize inanmış ve vahiyden nasiplenmiş kimseler ise müşriklere dönüp, "Allah'ın takdir ettiği süre boyunca dünya hayatı ve kabir hayatı yaşadınız ve işte bugün diriltildiniz. Size bu gerçeği anlatmıştık, ama sizler inanmamıştınız" diyeceklerdir.  
57-İşte o gün müşriklerin (bkz.Mukatil) ne mazeretleri kabul edilecek ne de tekrar dünyaya dönme istekleri!

ZAFER YAKINDIR

58-Ey elçimiz Muhammed! İşte biz Kur'an'da müşriklerin şirkten vazgeçip tevhidi kabul edip sana inanmaları için gerekli açıklamayı yapıyor, her türlü örneği veriyoruz. Bütün bunlara inanmayıp da senden mucizeler isteyen o müşriklere istedikleri türden türden bir mucize gösterecek olsan bile yine de inanmayacaklardır.  
59-Çünkü onların kalpleri iyice katılaşmış ve zihinleri şartlanmış durumdadırlar. 
60-Öyleyse sen onların bu ısrarlı inkarlarından dolayı yılgınlığa düşme, sabır ve kararlılıkla görevine devam et! Yaptıklarından etkilenip derhal cezalandırılmalarını isteme! (bkz.Mukatil, Maturidi) Unutma ki Allah'ın yardımıyla yakında zafere ulaşacaksınız. 

(Surelerin Türkçe özü için, Sayın Hasan Elik ve Sayın Muhammed coşkun hocalarımızın ilmine ve onların "İndirildiği Dönemin Işığında Kur'an Tefsiri - Tevhit mesajı" isimli muhteşem eseri ile Sayın Abdülaziz Bayındır hocam ile Sayın Hakkı Yılmaz hocalarımın ilimlerine minnettarım)

Diğer sureler için link;