25 Haziran 2017 Pazar

KURAN -81- (79) NAZİAT SURESİ TÜRKÇE ÖZÜ

(Bismillahirrahmanirrahim)
(her şeye) Yaratılmışlara sonsuz ve sınırsız lütuf, ihsan, rahmet bahşeden, rahmetiyle sayısız nimetler ihsan eden, merhameti ve rahmeti bol, kulluk edilmeye layık tek ilah Allah'ın ismi ile (yardımıyla) (başlanır)
\Aynı zamanda müşriklerin bir işe başlarken Allah yerine kendi ilahlarının adlarını zikretmelerine nispettir\

NÂZİÂT = Yıldızlar
46 Ayet - /Kainattaki muazzam düzenin bir parçası olan yıldızlar/

------ Mekke döneminin son yıllarında, Nebe suresinden sonra vahyedilmiştir. Adını ilk ayette geçen ve "yıldızlar" anlamına gelen "nâziât" kelimesinden alır. İlk beş ayette, kainatta ilahi hükümranlığı gösteren yıldızlardan bahsedilir ve bunlara yemin edilir. Hz.Musa ile Firavun arasında geçen mücadelenin, Hz.Muhammed ile müşrikler arasında yaşanan ihtilafa benzediği ifade edilir. Firavun'un sonu hatırlatılarak müşriklere uyarı yapılır. Hesap gününde müminlerin ve müşriklerin karşılaşacakları durumlar mukayese edilir. Kıyamet uyarılarıyla alay eden müşrikler uyarılır. -----  
(bkz.Hasan Elik & Muhammed Coşkun, "İndirildiği Dönemin Işığında Kur'an Tefsiri)

HESAP GÜNÜ MUHAKKAK GELECEKTİR

1-Gökyüzünde kah görünüp kah kaybolanlara and olsun
2-Bu güzelliği ve bu muazzam kainatı yaratana
3-Bir ufuktan diğerine seyreden 
4-Bir düzen içerisinde hızlı bir şekilde birbirini takip eden yıldızlarla semayı süsleyen
5-Ve emri ile melekleri çeşitli işlerde görevlendiren Allah, muhakkak ölümden sonra sizleri diriltecek (bkz.Zemahşeri) ve hesaba çekecektir.

6-O gün ilk defa sura üflendiğinde kıyamet kopacak
7-İkinci defa üflendiğinde ise herkes diriltilecektir
8-İşte o gün, dünyada hesap gününü umursamayanların yürekleri korkuyla dolacak 
9-Cehennemi gördüklerinde gözleri aşağıya bakacaktır.

10-Buna rağmen şimdi elçimiz Muhammed hesap gününü hatırlattığı zaman alaycı bir şekilde, "Ölüp gittikten sonra tekrar mı diriltileceğiz? 
11-Hem de kemiklerimiz toprakta çürüyüp gittikten sonra, öyle mi?
12-Desenize mahvolduk o zaman!" demektedirler.

13-Evet, o alay ettikleri kıyamet bir çığlık şeklinde müşriklerin başına kopacak
14-Ve kendilerini ilahi huzura çıkarılmış bulacaklardır.

Hz.MUSA ve FİRAVUN KISSASINDAN MÜŞRİKLERE DERS

15-Ey Muhammed! Senin elçiliğine inanmayan ve uyarılarını alaya alan müşriklere ibret olmak üzere elçimiz Musa ile Firavun arasında geçen şu kıssayı anlat; 
16-Vaktiyle rabbi, Musa'yı peygamber olarak seçip, ona kutsal Tuva vadisinde ilahi vahyi iletip şöyle buyurmuştu: 
17-"Ey Musa! Ülkesinde zorbalık yapan azgın Firavun'a git 
18-Ve ona bu zulümden vazgeçmesini
19-Senin mesajına iman edip tevhidi kabul etmesini söyle

20-Musa, Firavun'a bu mesajları anlatmış, peygamber olduğunu gösteren en büyük kanıtları göstermişti
21-Ama Firavun, tıpkı Mekkeli müşrikler gibi onu yalanladı
22-Bildiğini okumaya ve ülkede zorbalık yapmaya devam etti
23-Erkanını topladı ve haykırdı 
24-"Sakın, Musa'nın dediklerine inanmayın! Size sahip olduğunu her şeyi veren benim! (bkz.Kurtubi) sakın benim emrimden çıkıp da Musa'ya itibar etmeyin!" diye tehditler savurdu. 

25-Neticede uzun bir mücadelenin sonunda Firavun ve orduları, Musa ve ona inananlar karşısında yenildi. Allah onu bu azgınlığından ötürü hem dünyada cezalandırdı, hem de ahiret azabına mahkum etti.
26-İşte bu durum, Mekkeli müşrikler için bir ibrettir. (bkz.İbn Aşur) Eğer onlar da elçimizi yalanlamaya son vermezlerse hem dünyada hem de ahirette ilahi cezaya maruz kalacaklardır.

KAİNATIN MUAZZAM DÜZENİNİN TEVHİT ve AHİRETE DELALETİ

27-Ey diriliş ve hesap uyarılarını alaya alan ve "Çürümüş kemikleri kim diriltecek?" diyen müşrikler! Düşünün bir kere! Sizi yeniden diriltmek mi daha zordur yoksa şu muazzam  gök kubbeyi yaratmak mı?
28-Baksanıza, Allah gökyüzünü nasıl direksiz yükseltmiş (bkz.Taberi) ve muhteşem bir şekilde yaratmıştır. Şu halde bütün bunları yaratma kudretine sahip olan Allah'ın insanları yeniden diriltmesini nasıl alaya alırsınız?

29-Hem Allah sizin için yarattığı bu kainatta geceyi dinlenme vakti olarak karanlık, gündüzü ise çalışma vakti olarak aydınlık yapmış
30-Bundan sonra yeri döşemiş
31-Yemyeşil arazileri ve nehirleri çıkarmış
32-Yeryüzünü dağlarla sabitlemiş
33-Orayı sizin ve hayvanlarınızın yaşamı için en elverişli şekilde düzenlemiştir 

34-Fakat şunu iyi bilin ki siz müşrikler için büyük bir felaket olacak o kıyamet günü geldiği zaman 
35-Bütün bu yaptıklarınızın ne kadar yanlış olduğunu anlayacaksınız.
36-Çünkü o gün cehennem, dünyada kıyamet ve hesap gerçeğini görmek istemeyenlerin gözlerinin önünde ayan beyan getirilecektir.

37-İşte o gün, elçilerimize inanmamış
38-Ve ahiret uyarılarını dikkate almayıp dünyayı tercih etmiş olanların 
39-Varacağı yer cehennemden başka bir yer değildir
40-Buna karşın hesap gününde rabbinin huzuruna çıkıp hesap vermekten korkan, ilahi emir ve yasaklara aykırı davranmaktan kendini uzak tutan kimsenin 
41-Varacağı yer cennet olacaktır.

42-Ey elçimiz Muhammed! Biliyoruz ki müşrikler, kıyamet ve hesap gününden bahsedip kendilerini uyarınca seni alaya alıyor ve "Ne zaman gelecek bu kıyamet?" diye soruyorlar.
43-Sen nerede, onu bilmek nerede!
44-Ne zaman gerçekleşeceğini sadece Allah bilir.
45-Senin işin, onun zamanını bildirmek değil, o gün Allah'ın huzurunda hesaba çekilmekten korkanlar için gerekli uyarıları yapmaktır.
46-Bu konuda seninle alay edercesine konuşan müşrikler, kıyamet ve hesap gününü gördükleri zaman dünya hayatının ne kadar kısa ve fani olduğunu, iş işten geçtikten sonra anlayacaklardır. 

(Surelerin Türkçe özü için, Sayın Hasan Elik ve Sayın Muhammed coşkun hocalarımızın ilmine ve onların "İndirildiği Dönemin Işığında Kur'an Tefsiri - Tevhit mesajı" isimli muhteşem eseri ile Sayın Abdülaziz Bayındır hocam ile Sayın Hakkı Yılmaz hocalarımın ilimlerine minnettarım)

Diğer sureler için link;
TÜRKÇE ÖZLÜ KURAN ve DİĞER YAZILAR