24 Haziran 2017 Cumartesi

KURAN -79- (70) MEARİC SURESİ TÜRKÇE ÖZÜ

(Bismillahirrahmanirrahim)
(her şeye) Yaratılmışlara sonsuz ve sınırsız lütuf, ihsan, rahmet bahşeden, rahmetiyle sayısız nimetler ihsan eden, merhameti ve rahmeti bol, kulluk edilmeye layık tek ilah Allah'ın ismi ile (yardımıyla) (başlanır)
\Aynı zamanda müşriklerin bir işe başlarken Allah yerine kendi ilahlarının adlarını zikretmelerine nispettir\

MEÂRİC = İlahi yücelik ve nimetler
44 Ayet - /Allah'ın yüceliği ve sınırsız nimetleri/

----- Mekke döneminin son yıllarında, Hakka suresinden sonra vahyedilmiştir. Adını üçüncü ayette geçen ve "ilahi yücelik ve nimetler" (bkz.Taberi) anlamına gelen "Mearic" kelimesinden alır. Hesap gününü alaya alan ve kendilerini cennetlik gören müşriklere uyarılar yapılır, hesap gününde müşriklerin karşılaşacağı ceza ve mümünlerin alacakları ödülü canlandıran sahneler anlatılır. -----
(bkz.Hasan Elik & Muhammed Coşkun, "İndirildiği Dönemin Işığında Kur'an Tefsiri)

Hz.MUHAMMED'E MEYDAN OKUYAN MÜŞRİKLER

1-Mekkeli müşrikler Muhammed'in peygamberliğine inanmamakta ve onun ahiret uyarılarını dikkate almamakta, onu alaya alırcasına (bkz.Zemahşeri) "Sözünü ettiğin azabı bir an önce getir!" demekte 
2-Hatta kendilerinden son derece emin bir şekilde, "Allahım! Eğer bu Muhammed gerçekten peygamber ise o zaman gökten başımıza taş yağdır!" demektedirler ama müşriklerin içinde onu engelleyebilecek kimse yoktur. 
(Zemahşeri, bu tür alay ve beddualarda Nadir b. Haris'in başı çektiğini söylüyor)  
3-Bilsinler ki elçimiz Muhammed'in uyardığı o kıyamet günü muhakkak gelecek ve o gün inanmayan müşrikler için acı bir azap söz konusu olacaktır. Medet umdukları ve şefaatçi kabul edip Allah'a ortak koştukları varlıklar onları bu azaptan kurtaramayacaktır. Çünkü bu azap onlara, sonsuz kudret sahibi ve sınırsız nimetleri veren Allah tarafından gelecektir. (bkz.Taberi
4-Müşriklere ellibin yıl gibi gelecek ama müminler için bir farz namazı kılmak kadar kısa sürecek olan o dehşetli kıyamet gününde Cebrail dahil bütün melekler görevlerini bitirmiş olarak rabbinin katına yükseleceklerdir. 

HESAP GÜNÜ MUHAKKAK GELECEKTİR

5-Ey elçimiz Muhammed! Sen onların bu alay ve inkarları karşısında sakın yılma! Kararlılıkla görevine devam et!
6-Onlar o günü uzak bir ihtimal olarak görüyorlar. İstedikleri kadar inanmasın ve alaya alsınlar
7-Biz ise çok yakın görüyoruz. Kıyamet günü mutlaka gelecektir. (bkz.Taberi, Zemahşeri

8-Ey elçimizi inkar eden müşrikler! O gün geldiğinde gök maden gibi eriyip dökülecek
9-Dağlar hallaç tarafından atılmış boyalı yün parçaları gibi olacak 
10-Ve sizler gibi, peygambere ve ilahi emirlere iman etmeyen zalimler kendi dertlerine düşecek, en yakın dostunu dahi düşünecek hali kalmayacaktır. 
11-O gün eşinizi dostunuzu görecek, fakat tanımak istemeyeceksiniz. O gün müşrikler azaptan kurtulmak için, oğullarını fidye olarak vermeye derin bir istek duyacak
12-Karısını, kardeşini
13-Kendisini koruyan aşiretini 
14-Yeryüzünde olan herkesi fidye olarak verip canını kurtarmayı çok isteyecek
15-Ama hepsi boş! Cehennem alevler saçacak
16-Kavurduğu deriyi soyacak
17-Doğrulara sırtını dönen ve yüzçeviren herkesi kendine çağıracak
18-Mal servet toplayarak biriktirip saklayanları da!

MÜŞRİKLERİN ve MÜMİNLERİN ÖZELLİKLERİ

19-Doğrusu Allah nezdinde bazı varlıkları şefaatçi kabul edip onları Allah'a ortak koşan müşrikler çok nankör ve tamahkardırlar. (bkz.Taberi
20-Başları sıkışınca sızlanıp feryat eder
21-Bolluk ve rahata kavuşup bir nimete konsa kimseye zırnık koklatmayarak bencillik edip cimrilik yaparlar! 
22-Oysa elçimiz Muhammed'in çağrısına uyan müminler (bkz.Taberi) böyle değildir.
23-Onlar daima Allah'a kulluk eder
24-Tevhitten sapmazlar
25-Allah'ın kendilerine nasip ettiği malda yoksulların ve el açıp isteyenlerin hakkı bulunduğunu unutmazlar
26-Hesap gününe inanır ve bu sorumlulukla yaşarlar
27-Allah'ın emirlerine uyar ve hesap gününde ilahi cezaya maruz kalmaktan endişe ederler
28-İlahi azaptan kimsenin kendisini kurtaramayacağını bilirler
29-İffetlerine ve namuslarına düşkündürler
30-Kendilerine helal olan eşleri ve cariyelerinden başka kimseyle ilişki yaşamazlar
31-Zaten bu sınırı aşan, kendisine helal olmayan kimselerle bu tür ilişki kuranlar, hadlerini aşmış kimselerdir.

32-Ayrıca o müminler verdikleri sözleri tutar, tevhide sadakat gösterir ve insanlardan üstlendikleri emanetlere riayet ederler. 
33-Allah'a ve insanlara karşı şahitliklerini dosdoğru yapar ve O'na sadık kalırlar.
34-İman ve ibadetlerinde sebat ederler
35-İşte bunlar Allah tarafından cennet ile ödüllendirilecek, nice nimet ve ikramlara nail olacaklardır. 

MÜŞRİKLERİN KENDİLERİNİ CENNETLİK SAYMALARI ve MÜMİNLERİ KÜÇÜMSEMELERİ

36-Ey elçimiz Muhammed! Sana başkaldırıp itiraz eden şu kafirlerin dertleri ne? Demek o müşrikler cennete gideceklerini iddia ediyor, sana iman edenleri küçümsüyor ve onları cennete yakıştırmıyorlar. (bkz.Zemahşeri)
37-Sen Kur'an'ı tebliğ ederken gruplar halinde çevrene toplanıp sanki seni dinlermiş gibi yaparak olanca güçleriyle seni alaya alıyorlar.
38-Onlar, nimetlerle dolu cennete girebileceklerini mi sanıyorlar?
39-Çok beklerler! Şunu iyi bilsinler ki onlar da tarafımızdan, herkes gibi, basit bir saf ve berrak sıvıdan yaratılmışlardır ve küçümsedikleri müminlerden herhangi bir üstünlükleri yoktur. Durum böyleyken nasıl olur da hem elçimize iman etmez hem de kendilerini cennetlik olarak görürler? (bkz.Taberi) Aksine onların sonu cehennemdir! (İbn Kesir

İLAHİ UYARI

40-O kibirli müşrikler eğer elçimizi inkar etmeye ve müminleri küçümsemeye devam ederlerse yemin olsun, güneşin doğduğu ve battığı her yerin, bütün kainatın yegane sahibi olan Allah'ın kudreti onları helak edip yerlerine ilahi emirlere uyan müminleri getirmeye pekala yeter! 
41-O an geldiğinde müşrikler ne bu helaki engelleyebilir ne de kaçıp kurtulabilirler!

42-Ey elçimiz Muhammed! Sen onların bu tavırlarına aldanma! Bırak, inkar ve alaylarına devam etsinler! Zira bu tavırları ancak ilahi azabın geleceği güne kadar sürebilir.
43-Kıyamet günü gelip hepsi diriltildiğinde, bu öyle bir sahnedir ki karşı çıkma, itiraz etme ve erteleme gibi şeyler olmadığı için, müşriklerin hesap vermek üzere zorunlu gidişleri adeta onların dünyada şefaatçi kabul edip ortak koştukları varlıklara koşarak gittikleri gibi (bkz.Taberi, Zemahşeri) bir durum arzeder. 
44-Korkudan ve dehşetten gözlerinin feri sönmüş bir şekilde ve büsbütün zillet içerisinde mahşer yerine götürüleceklerdir.  Yalanladıkları, çabucak gelsin diye küstahça meydan okudukları hesap günü onlar için işte böyle olacaktır!

(Surelerin Türkçe özü için, Sayın Hasan Elik ve Sayın Muhammed coşkun hocalarımızın ilmine ve onların "İndirildiği Dönemin Işığında Kur'an Tefsiri - Tevhit mesajı" isimli muhteşem eseri ile Sayın Abdülaziz Bayındır hocam ile Sayın Hakkı Yılmaz hocalarımın ilimlerine minnettarım)

Diğer sureler için link;
TÜRKÇE ÖZLÜ KURAN ve DİĞER YAZILAR