8 Haziran 2017 Perşembe

KURAN -66- (71) NUH SURESİ TÜRKÇE ÖZÜ

(Bismillahirrahmanirrahim)
(her şeye) Yaratılmışlara sonsuz ve sınırsız lütuf, ihsan, rahmet bahşeden, rahmetiyle sayısız nimetler ihsan eden, merhameti ve rahmeti bol, kulluk edilmeye layık tek ilah Allah'ın ismi ile (yardımıyla) (başlanır)
(Aynı zamanda müşriklerin bir işe başlarken Allah yerine kendi ilahlarının adlarını zikretmelerine nispettir)

28 Ayet - /Nuh peygamber ve helak/

Mekke döneminin son yıllarında vahyedilmiştir.  Nuh peygamberin kıssası üzerinden Mekke müşriklerine uyarılarda bulunur, şirk inancının eleştirisini yapar

(bkz.Hasan Elik & Muhammed Coşkun, İndirildiği dönemin ışığında Kur'an tefsiri)

NUH PEYGAMBER ve MÜCADELESİ 

1-) AYETİN OKUNUŞU, KELİMELERİ, KARŞILIKLARI ve MEALLERİ
İnnâ erselnâ nûhan ilâ kavmihî en enzir kavmeke min kabli en ye’tiyehum azâbun elîm
*İnnâ* erselnâ* nûhan* ilâ kavmi-hî* en enzir* kavme-ke
-muhakkak ki biz* biz gönderdik* Nuh'u* kavmine* uyarması için* kavmini
(Muhakkak ki biz Nuh'u kavmine kavmini uyarması için gönderdik)
* min kabli* en ye’tiye-hum*  azâbun* elîm
-önce* onlara gelmeden* azap* elim
(onlara elim bir azap gelmeden önce
TÜRKÇE ÖZÜ: 
1-Ey elçimiz Muhammed! Biz seni müşrik Mekke halkını uyarmak üzere görevlendirdiğimiz gibi vaktiyle Nuh'u da kavmine onlara elim bir azap gelmeden önce kavmini uyarması için göndermiştik
AYETİN OKUNUŞU: 2-) Kâle yâ kavmi innî lekum nezîrun mubîn
KELİMELERİ: *Kâle* yâ* kavmi* in-nî* lekum* nezîrun* mubîn
KARŞILIKLARI: -dedi* "ey* kavmim* muhakkak ki* ben* size* uyarıcıyım* doğruları açıklayan*  
TÜRKÇE ÖZÜ:
2-Nuh, halkına şöyle dedi: "Ey halkım! Ben size doğruları açıklayan bir uyarıcı elçiyim 
AYETİN OKUNUŞU: 3-) Eni’budûllâhe vettekûhu ve etîûni
KELİMELERİ: Eni’budû* Allâhe* ve ittekû-hu* ve etîû-ni
KARŞILIKLARI: -kul olmalsınız* Allah'a* ve ona karşı takva sahibi olup* bana itaat edin
TÜRKÇE ÖZÜ:
3-"Allah nezdinde bazı varlıkları şefaatçi kabul etmeyin. Sadece Allah'a kulluk edin. Şirkte ısrar ettiğiniz takdirde acı bir azap ile karşı karşıya kalacaksınız. O'ndan çekinerek kendinizi koruyun ve benim sözümü dinleyin."
4-) AYETİN OKUNUŞU, KELİMELERİ, KARŞILIKLARI ve MEALLERİ
Yagfir lekum min zunûbikum ve yuahhırkum ilâ ecelin musemmâ, inne ecelallâhi izâ câe lâ yuahharu, lev kuntum ta’lemûn
*Yagfir *lekum* min zunûbikum 
-ki mağrifet etsin* sizin* günahlarınıza
(Ki Allah sizin günahlarınızı bağışlasın
*ve yuahhır-kum* ilâ ecelin* musemmâ, 
-size güzel nimetler bahşetsin* ecelinizin sonuna kadar* belirlenmiş
(belirlenmiş ecelinizin sonuna kadar size güzel nimetler bahşetsin)
*inne* ecele* allâhi* izâ* câe* lâ yuahharu
-Muhakkak ki* eceli* Allah'ın* ...ği zaman* geldi(ği)* erteleme olmaz
(Muhakkak ki Allah'ın belirlediği ecel vakti geldiği zaman erteleme olmaz
* lev* kuntum* ta’lemûn
-keşke* olanı* bilmiş olsaydınız
(Keşke bunu bir an önce anlayabilseniz)
TÜRKÇE ÖZÜ: 
4-"Peygamberliğime iman edip şirk inancını terk edesiniz ki Allah sizin günahlarınızı bağışlasın, belirlenmiş ecelinizin sonuna kadar size güzel nimetler bahşetsin.  Ölümden sonra da ahiret ödülünü kazanasınız. Muhakkak ki Allah'ın belirlediği ecel vakti geldiği zaman erteleme olmaz. Keşke bunu bir an önce anlayabilseniz."

NUH PEYGAMBERİN, TOPLUMUNUN İNADI KARŞISINDA ALLAH'A DUASI
AYETİN OKUNUŞU: 5-) Kâle rabbi innî deavtu kavmî leylen ve nehârâ
KELİMELERİ: *Kâle* rabbi* innî* deavtu* kavmî* leylen* ve nehârâ
KARŞILIKLARI: -dedi ki* "Rabbim* muhakkak ki ben* davet ettim* kavmimi* gece* ve gündüz
TÜRKÇE ÖZÜ: 
Fakat bütün bu çabalarına rağmen  halkının büyük bir kısmı onun peygamberliğine inanmamış, hatta onu sapkınlıkla suçlamışlardı! (1) Ona, "Senin bizden ne farkın var? Hepimiz gibi bir insansın, niçin senin peygamber olduğuna inanalım ki? Üstelik sana inananların hepsi, kimi kimsesi olmayan zavallılar! Bizi bunlarla bir mi tutacaksın? demişlerdi. (2) 
5-Halkının bu inatçı tavrının değişmediğini gören ve uğradığı eziyetlerden iyice biçare düşen Nuh sonunda şöyle yakardı: "Rabbim! Görüyorsun ki ben halkımı gece gündüz demeden tevhide çağırdım."
AYETİN OKUNUŞU: 6-) Fe lem yezidhum duâî illâ firârâ
KELİMELERİ: *Fe* lem yezid-hum* duâî* illâ* firârâ
KARŞILIKLARI: -ama* onları arttırmadı* davetim* ...dan başka* uzaklaşmaların(dan başka) 
TÜRKÇE ÖZÜ: 
6-"Ama davetim onları daha fazla benden kaçırmaktan başka hiçbir işe yaramadı"
7-) AYETİN OKUNUŞU, KELİMELERİ, KARŞILIKLARI ve MEALLERİ
Ve innî kullemâ deavtuhum li tagfira lehum cealû esâbiahum fî âzânihim vestagşev siyâbehum ve esarrû vestekberûstikbârâ
*Ve innî* kullemâ* deavtu-hum* li* tagfira* lehum
-ve muhakkak ki benim* her seferinde* davet edişimin* için* mağrifet etmen* onları
(Ve muhakkak ki mağrifet etmen için benim onları davet edişimin her seferinde)
* cealû* esâbia-hum* fî* âzâni-him*  ve istagşev* siyâbe-hum
-tıkadılar* parmaklarıyla* içini* kulaklarının* ve perdelendiler* elbiseleriyle
(parmaklarıyla kulaklarını tıkadılar, elbiselerini kafalarına kadar çektiler)
* ve esarrû* ve istekberû* istikbârâ
-ve ısrarla* büyüklük tasladılar* kibirlenerek
(ve ısrarla kibirlenerek büyüklük tasladılar)
TÜRKÇE ÖZÜ: 
7-"Sen bağışlayasın diye onları tevhide davet edişimin her seferinde parmaklarıyla kulaklarını tıkadılar, elbiselerini kafalarına kadar çektiler ve ısrarla kibirlenip ayak direyerek büyüklük tasladılar"
AYETİN OKUNUŞU: 8-)Summe innî deavtuhum cihârâ
KELİMELERİ: *Summe* innî* deavtu-hum* cihârâ
KARŞILIKLARI: -sonra* muhakkak ki ben* onlara davette bulundum* açıkça
TÜRKÇE ÖZÜ:
8-"Sonra ben onlara açıkça davette bulundum"
AYETİN OKUNUŞU: 9-) Summe innî a’lentu lehum ve esrartu lehum isrârâ
KELİMELERİ: *Summe* innî* a’lentu* lehum* ve esrartu* lehum* isrârâ
KARŞILIKLARI: -sonra* muhakkak ki ben* aleni olarak da ilân ettim* onlara* sır olarak da bildirdim* onlara* gizli gizli 
TÜRKÇE ÖZÜ:
9-"Gizli ve açık bütün yolları denedim"
AYETİN OKUNUŞU: 10-)Fe kul tustagfırû rabbekum innehu kâne gaffârâ
KELİMELERİ: *Fe* kul tu* istagfırû* rabbe-kum* inne-hu* kâne* gaffârâ
KARŞILIKLARI: -artık* dedim* mağrifet dileyin* sizin rabbiniz* ...dır* gaffar(dır)
TÜRKÇE ÖZÜ: 
10-""Rabbinizden bağışlanma dileyin; O çok bağışlayıcıdır." dedim."
AYETİN OKUNUŞU: 11-) Yursilis semâe aleykum midrârâ
KELİMELERİ: *Yursili* es semâe* aleykum* midrârâ*
KARŞILIKLARI: -göndersin* semadan* sizin üzerinize* bereketli yağmurlar
TÜRKÇE ÖZÜ: 
11-"Öyle yapın ki size gökten bereketli yağmurlar göndersin"
AYETİN OKUNUŞU: 12-) Ve yumdidkum bi emvâlin ve benîne ve yec’al lekum cennâtin ve yec’al lekum enhârâ
KELİMELERİ: *Ve yumdid-kum* bi emvâlin* ve benîne* ve yec’al* lekum* cennâtin* ve yec’al* lekum* enhârâ
KARŞILIKLARI: -ve size etsin* mallarla* ve oğullar* ve oluştursun* sizler için* cennet bahçeleri* ve akıtsın* sizler için* nehirler
TÜRKÇE ÖZÜ: 
12-"Mallarınıza mal, oğullarınıza oğul katsın. Sizler için cennet bahçeleri oluştursun, nehirler akıtsın"
AYETİN OKUNUŞU: 13-) Mâ lekum lâ tercûne lillâhi vakârâ
KELİMELERİ: *Mâ lekum* lâ tercûne* li Allâhi* vakârâ
KARŞILIKLARI: -size ne oluyor da* ummuyorsunuz* Allah'tan* vakar
TÜRKÇE ÖZÜ:
13-"Size ne oluyor da Allah'ın izzet ve kudretine saygı gösterme isteği duymuyorsunuz?" 
AYETİN OKUNUŞU: 14-) Ve kad halakakum etvârâ
KELİMELERİ: *Ve kad* halaka-kum* etvârâ
KARŞILIKLARI: -ve olmuştu* yarattı* evrelerle
TÜRKÇE ÖZÜ: 
14-"Halbuki Allah sizi çeşitli evrelerden geçirerek yarattı"
AYETİN OKUNUŞU: 15-) E lem terav keyfe halakallâhu seb’a semâvâtin tıbâkâ
KELİMELERİ: *E lem terav* keyfe* halaka* allâhu* seb’a* semâvâtin* tıbâkâ
KARŞILIKLARI: -görmüyor musunuz* nasıl* yarattı* Allah* yedi* sema* katını 
TÜRKÇE ÖZÜ:
15-"Allah'ın yedi kat göğü nasıl yarattığını görmüyor musunuz?"
AYETİN OKUNUŞU: 16-) Ve cealel kamera fîhinne nûran ve cealeş şemse sirâcâ
KELİMELERİ: *Ve ceale* el kamera* fî-hinne* nûran* ve ceale* eş şemse* sirâcâ
KARŞILIKLARI: -ve kıldı* ay'ı* onların arasında* bir nur* ve kıldı* güneşi* bir kandil 
TÜRKÇE ÖZÜ:
16-"Onların içine Ay'ı bir nur, Güneş'i de bir ışık kaynağı yaptı"
AYETİN OKUNUŞU: 17-) Vallâhu enbetekum minel ardı nebâtâ
KELİMELERİ: *Ve allâhu* enbete-kum* min el ardı* nebâtâ
KARŞILIKLARI: -Ve Allah'tır* sizi yaratan* topraktan* nebatat gibi
TÜRKÇE ÖZÜ:
17-"Bitkileri yarattığı gibi sizi de topraktan yaratan Allah'tır"
AYETİN OKUNUŞU: 18-) Summe yuîdukum fîhâ ve yuhricukum ihrâcâ,
KELİMELERİ: *Summe* yuîdu-kum* fî-hâ* ve yuhricu-kum* ihrâcâ
KARŞILIKLARI: -sonra* sizi döndürecek* oraya* ve sizi tekrar çıkaracak* bir çıkarışla
TÜRKÇE ÖZÜ:
18-"Tekrar sizi toprağa döndürecek ve daha sonra diriltip topraktan çıkaracaktır"
AYETİN OKUNUŞU: 19-) Vallâhu ceale lekumul arda bisâtâ
KELİMELERİ: *Ve allâhu* ceale* lekumu* el arda* bisâtâ
KARŞILIKLARI: -ve Allah* sağladı* sizin için* yeryüzünü* serdi
TÜRKÇE ÖZÜ: 
19-"Allah, yeryüzünü önünüze serdi ki"
AYETİN OKUNUŞU: 20-) Li teslukû minhâ subulen ficâcâ
KELİMELERİ: *Li* teslukû* min-hâ* subulen* ficâcâ
KARŞILIKLARI: -için* yolculuk etmeniz* onun* yollarından* geniş
TÜRKÇE ÖZÜ:
20-"Onun geniş yollarında yolculuk edesiniz diye" dedi
AYETİN OKUNUŞU: 21-) Kâle nûhun rabbi innehum asavnî vettebeû men lem yezidhu mâluhu ve veleduhû illâ hasârâ
KELİMELERİ: *Kâle* nûhun* rabbi* inne-hum* asav-nî* ve İttebeû* men* lem yezid-hu* mâlu-hu* ve veledu-hû* illâ* hasârâ
KARŞILIKLARI: -dedi* Nuh* "Rabbim* muhakkak ki onlar* bana asi oldular* ve tabi oldular* kimselere* arttırmayan* onların malları* ve çocukları* ...dan başka* hüsran(dan başka)
TÜRKÇE ÖZÜ: 
21-Ve Nuh sözlerine şöyle devam etti: "Rabbim! Malları ve çocukları, ahiret zararlarını arttırmaktan başka bir işe yaramayan müşrik önderlerine kanıp bana baş kaldırdılar."
AYETİN OKUNUŞU: 22-) Ve mekerû mekran kubbârâ
KELİMELERİ: *Ve mekerû* mekran* kubbârâ
KARŞILIKLARI: -ve hileler oynadılar* oyunlar* büyük
TÜRKÇE ÖZÜ: 
22-"Bu müşrik şefleri büyük hileler ve oyunlar oynayıp halkı şirk inancına daha çok bağlayarak (3) bana her türlü baskıyı reva gördüler"
AYETİN OKUNUŞU: 23-)Ve kâlû lâ tezerunne âlihetekum ve lâ tezerrunne vedden ve lâ suvâan ve lâ yagûse ve yaûka ve nesrâ
KELİMELERİ: *Ve kâlû* lâ tezerunne* âlihete-kum* ve lâ tezerrunne* vedden* ve lâ* suvâan*  ve lâ* yagûse*  ve yaûka* ve nesrâ
KARŞILIKLARI: -ve dediler* sakın bırakmayın* ilâhlarınızı* sakın terk etmeyin* vedd'i* terk etmeyin* Suvaan'ı* terk etmeyin* Yagus'u* ve Yauka'yı* ve Nesra'yı
TÜRKÇE ÖZÜ: 
23-"Şöyle dediler; "Sakın ilahlarınızı bırakmayın! Ved'den, Suvağ'dan, Yegus'dan, Yeuk'dan ve Nesr gibi mübarek ilâhları yüceltmekten etmekten asla vazgeçmeyin!""
AYETİN OKUNUŞU: 24-) Ve kad edallû kesîrâ(kesîran), ve lâ tezidiz zâlimîne illâ dalâlâ
KELİMELERİ: *Ve kad* edallû* kesîrâ,* ve lâ tezidi* ez zâlimîne* illâ* dalâlâ
KARŞILIKLARI: -ve oldular* delâlette bırakmış* pekçoğunu* ve arttırma* zalimlerin* ...den başka* delaletten
TÜRKÇE ÖZÜ: 
24-"Bunlar birçoklarını saptırıp tevhitten alıkoydular. Rabbim! Yanlışlar içindeki bu kimselerin ıslah olmaları mümkün değil. Zalimlerin sapıklıklarından başka bir şeyini arttırma ki sonları beter  olsun"
AYETİN OKUNUŞU: 25-) Mimmâ hatîâtihim ugrikû fe udhılû nâran fe lem yecıdû lehum min dûnillâhi ensârâ
KELİMELERİ: *Mimmâ* hatîâti-him* ugrikû* fe* udhılû* nâran* fe* lem yecıdû* lehum* min dûni allâhi* ensârâ
KARŞILIKLARI: -şeylerden* büyük günahları olan* suda boğuldular* sonra* sokulacaklar* ateşe* artık* bulamayacaklar* kendileri için* Allah'tan başka* yardımcılar
TÜRKÇE ÖZÜ: 
25-Onlar, günahlarından dolayı suda boğuldular. Ardından da ateşe atılacaklar. Allah ile aralarına girecek yardımcılar da bulamayacaklar.
AYETİN OKUNUŞU: 26-) Ve kâle nûhun rabbi lâ tezer alâl ardı minel kâfirîne deyyârâ
KELİMELERİ: *Ve kâle* nûhun* rabbi* lâ tezer* alâ el ardı* min el kâfirîne* deyyârâ
KARŞILIKLARI: -ve dedi* Nuh* "Rabbim* bırakma* yeryüzünde* bu kafirlerden tek kişi bile* dolaşan
TÜRKÇE ÖZÜ:
26-Nuh şöyle seslendi: "Rabbim! Bu kafirlerden yeryüzünde dolaşan tek kişi bile bırakma, köklerini kurut"
AYETİN OKUNUŞU: 27-) İnneke in tezerhum yudıllû ıbâdeke ve lâ yelidû illâ fâciran keffârâ
KELİMELERİ: *İnne-ke* in tezer-hum* yudıllû* ıbâde-ke* ve lâ yelidû* illâ* fâciran* keffârâ
KARŞILIKLARI: -muhakkak ki* eğer onlardan bırakırsan* delalete düşürürler* kullarını* ve doğurmazlar* ...dan başka* ahlâksız(dan başka)* evlat
TÜRKÇE ÖZÜ:
27-"Eğer bunlardan sağ kalan olursa diğer kullarını saptırırlar. Ahlâksızdan başka çocuk doğurmazlar ve bunlardan doğacak olanlar da günahkar ve kafir olur kendileri gibi müşrik ve zalim nesiller yetiştirirler"
28-) AYETİN OKUNUŞU, KELİMELERİ, KARŞILIKLARI ve MEALLERİ
Rabbigfirlî ve li vâlideyye ve li men dehale beytiye mu’minen ve lil mu’minîne vel mu’minât ve lâ tezidiz zâlimîne illâ tebârâ
*Rabbi* igfirlî*  ve li vâlideyye
-Rabbim* beni mağrifet et* annemleri (anne ve babamı)* 
(Rabbim! Günahlarımızı bağışla, benim, annemlerin (anne ve babamın))
* ve li* men* dehale* beyti-ye* mu’minen
-ve ...leri* kimse(leri)* giren* evime* müminleri 
(ve evime girip çıkan müminlerin
* ve li* el mu’minîne*  ve el mu’minât
-ve  ...leri* mümin erkek(leri)* ve mümin kadın(ları)* 
(mümin erkeklerin ve mümin kadınların
* ve lâ tezidi* ez zâlimîne* illâ* tebârâ
-ve arttırma* zalimlere* ...dan başka* helakın(dan başka)
(Ve zalimlerin helâkından başka bir şeyini arttırma
TÜRKÇE ÖZÜ: 
28-Rabbim! Beni, annemleri (annemi ve babamı), evime girip çıkan mümin erkekleri ve mümin kadınları bağışla! Yanlış yapan bu kimselerin de yıkımlarını arttır. Onların hepsini helak et!"
Biz de Nuh'un bu duası üzerine o zalimleri tufan sularında boğuverdik. O güne kadar şefaatçi kabul edip ortak koştukları varlıklar onları kurtaramadı. Bu durum, Mekkeli müşrikler için bir derstir. 

(1) (bkz. Araf suresi 7/60) 
(2) (bkz.Hud suresi 11/27)
(3) (bkz.Zemahşeri) 

(Surelerin Türkçe özü için, Sayın Hasan Elik ve Sayın Muhammed Coşkun hocalarımızın ilmine ve onların "İndirildiği Dönemin Işığında Kur'an Tefsiri - Tevhit mesajı" isimli muhteşem eseri ile Sayın Abdülaziz Bayındır hocam ile Sayın Hakkı Yılmaz hocalarımın ilimlerine minnettarım)

Diğer sureler için link;
TÜRKÇE ÖZLÜ KURAN ve DİĞER YAZILAR