7 Haziran 2017 Çarşamba

KURAN -64- (45) CASİYE SURESİ TÜRKÇE ÖZÜ

(Bismillahirrahmanirrahim)
(her şeye) Yaratılmışlara sonsuz ve sınırsız lütuf, ihsan, rahmet bahşeden, rahmetiyle sayısız nimetler ihsan eden, merhameti ve rahmeti bol, kulluk edilmeye layık tek ilah Allah'ın ismi ile (yardımıyla) (başlanır)
\Aynı zamanda müşriklerin bir işe başlarken Allah yerine kendi ilahlarının adlarını zikretmelerine nispettir\

CASİYE = Diz üstü çöken
37 Ayet - /İlahi kudret ve hükümranlık/

----- Kaynaklarda Mekke döneminin son yıllarında nazil olduğu bildirilmektedir. Muhtevası diğer "Havamim" sureleriyle büyük benzerlik arzeder. -----

KUR'AN'IN İLAHİLİĞİ 

1-Ha mim! (Huruf-ı mukattaa

2-Ey müşrikler! Elçimiz Muhammed'e gönderdiğimiz bu kitap, onun kendi sözleri değil, ilahi vahiydir. Biliniz ki Allah bu şekilde sizlere mesajlarını iletmekte sizin çıkarlarınızı gözetmektedir. Bu mesaja iman edip gereğini yapmanızın Allah'a değil, size faydası olacaktır. Bu hikmetli emirleri inkar ettiğiniz ve gereğini yapmadığınız takdirde, zarar da size olacaktır.
İmam Maturidi bu ayetin tefsirinde şu ifadeleri önemle kaydediyor;
Bu ayetlerin ardından Allah'ın izzet ve hikmet sahibi olduğunu ifade etmesi, şu hususun anlaşılmasını hedeflemektedir; O'nun bu kitabı inzal ederek, insanlara emir ve yasaklarını bildirmesi ve onları çeşitli şekillerde imtihan etmesi; kendi zatı için izzet, egemenlik ve saltanat murat etmesinden değildir. İnsanlar bu emirlere itaat ettiklerinde O'nun kuvvet ve izzeti artacak, itaat etmediklerinde ise hükümranlığında bir noksanlık hasıl olacak değildir! Aksine Allah'ın bu kitabı inzal ederek emir ve yasaklarını bildirmesi ve bunlarla imtihan etmesi, kullarının; zillete düşmekten korunup, izzet sahibi olmalarını sağlamak içindir.

TEVHİDİN KAİNATTAKİ DELİLLERİ 

3-İnanıp ders alacaklar için göklerde ve yerde ibret alınacak dersler 
4-Sizin yaratılışınızda ve canlıların dağılımında, ikna olmak isteyen bir topluluk için göstergeler vardır. 
5-Gece ve gündüzün farklılığında, gökten yağan bereket dolu yağmurlarla toprağın canlanıp size rızık sunmasında, rüzgarların yaşamınızı kolaylaştıracak şekilde hareket etmesinde aklını kullanıp ibret alacak kimseler için büyük dersler vardır.

6-Ey elçimiz Muhammed! İşte, tevhide dair bu açık delilleri sana vahiy yolu ile bildirmekteyiz. Oysa müşrikler, hiçbir gerçek bilgiye dayanmaksızın bazı varlıklardan medet ummakta, onların kendilerini Allah'a yaklaştıracağını iddia etmektedirler. (bkz.Taberi) Allah'tan başka hiçbir varlığın kulluk edilmeye layık olmadığını gösteren bu kadar açık delilden sonra Allah'ın ayetlerine güvenmeyip artık hangi söze güvenerek hala şirk koşmaya devam edecekler. (bkz.Taberi)

7-Günaha dadananların vay haline! Bütün bu açık delillere rağmen yine de elçimizin peygamberliğine inanmayan, Allah'a iftira edip ortak koşanlar cehenneme gideceklerdir. 
(İbn Abbas, bu ayette "effâkin esîm(esîmin)" ile sözü edilenin Nadr b Haris olduğunu söylüyor
8-Çünkü onlar elçimiz Muhammed'in kendilerine tebliğ ettiği vahyi dinledikleri halde, sırf elçimize karşı (bkz.İbn Abbas, Firuzabadi) kibirlerinden dolayı onu duymazlıktan gelir, şiire veya sihre benzetirler. Bunlara cehennemde çok can yakıcı bir azap müjdesini ver!
9-Ayetlerimizden bir şey öğrendiği zaman onu alaya alanların hak ettikleri, alçaltıcı bir azaptır.
10-Bilsinler servet ve güçleri de şefaatlerini umdukları varlıklar da kendilerini cehennemden kurtaramayacaktır! Eğer elçimize karşı bu tavırlarından vazgeçmezlerse çaresiz bir şekilde o büyük azaba maruz kalacaklardır.

MÜŞRİKLERE UYARI 

11-Elçimiz Muhammed'e vahyettiğimiz Kur'an (bkz.Taberi) müminlere cennet müjdesi, inkarcı müşriklere ise cehennem uyarısıdır. Nitekim elçimize ve ona vahyedilen Kur'an'a inanmayanlar için acı bir cehennem azabı vardır. 

Ey müşrikler! Sahip olduğunuz bütün nimetleri bahşeden Allah, kulluk edilmeye layık yegane kudrettir. O'ndan başka hiçbir varlıktan medet ummamanız gerekir.
12-Allah, gökte ve yerde bulunan her şeyi sizler için yaratmış, gemilerin rahatça yüzebileceği düzende yaratılan denizler dahil her şeyi emrinize amade kılmış, yeryüzünü, sizin yaşamanız için en uygun hale getirmiştir.
13-Aklını kullanan insanlar bütün bunlardan gerekli dersleri alır ve kendilerine hiçbir yararı olmayan şeyleri tazim etmezler. (bkz.Taberi)

MÜMİNLERE SABIR TAVSİYESİ 

14-Ey elçimiz Muhammed! Müşriklerin sana ve müminlere düşmanlık ettiklerini biliyoruz. Fakat müminlere söyle, o zalimlerin eziyetlerine karşı dayanıklı olsunlar, çünkü umursamadıkları (bkz.Maturidi) o hesap günü geldiğinde Allah onların cezasını verecektir.

15-Allah kimsenin kulluğuna ve ibadetine muhtaç değildir. (bkz.Taberi) Sadece insanların yararı için onlara mesaj göndermektedir. Elçisi Muhammed vasıtasıyla gönderdiği bu mesaja iman eden ve ona göre yaşayanlar kendileri için en kazançlı olanı yapmış olur. İnkar edenler ise kendileri için zararlı olan yapmaktadırlar. Çünkü nihayetinde herkes Allah'ın huzurunda hesaba çekilecektir. 

Hz.MUHAMMED'İN PEYGAMBERLİĞİNİ YADIRGAYANLARA CEVAP 

16-Ey Muhammed'in peygamberliğini kabul etmeyen müşrikler! Bilmezmisiniz ki biz vaktiyle İsrailoğulları'na nice peygamberler göndermiş, onlara vahyettiğimiz kitaplarla rehberlik etmiş, böylece onları kendi dönemlerinde seçkin ve güçlü bir toplum haline getirmiştik. 
17-Ne var ki onlar, bütün bu peygamberlerin getirdikleri ilahi mesajları öğrenmelerine rağmen sonradan kendi arzularına uyarak tevhitten saptılar. Doğrusu Allah hesap gününde onları huzuruna çıkaracak ve bu yaptıklarının hesabını soracaktır.

18-Ey Muhammed! Seni bir kurala göre görevlendirdik; sen ona uy; kendini bilmezlere uyma! Sana vahyettiğimiz Kur'an'a uymaya, tevhit yolunda yürümeye devam et! sakın müşriklerin istek ve arzularına uyma, çünkü böyle yaptığın takdirde onlar Allah karşısında seni muhafaza ve müdafaa etmezler. 
----Ey elçimizi inkar eden müşrikler! Muhammed bütün bu peygamberler gibi Allah tarafından görevlendirilmiş bir peygamberdir. Onun peygamber olmasında şaşılacak bir şey yoktur.----
(Burada ifade lafzan Hz.Peygambere hitap şeklindedir ancak arap dil ve edebiyatı gereği mesajın esas muhatabı, onun peygamberliğini kabul etmeyen müşriklerdir. Sözün akışının muktezası budur. "bkz.Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla")
(bkz.Hasan Elik & Muhammed Coşkun, İndirildiği dönemin ışığında Kur'an tefsiri)
19-Gerçek şu ki bu müşriklerden size bir hayır gelmez. Bunlar ancak (güya) birbirlerinin dostudur. Müminlerin gerçek dostu ise Allah'tır.
20-İşte vahyettiğimiz Kur'an, sizlere açık bir şekilde tevhidi gösteren ve bu yola uyan müminlere Allah tarafından rahmet olarak lutfedilmiş ilahi bir kitaptır.

KENDİLERİNİ MÜMİNLERDEN DAHA HAYIRLI GÖREN MÜŞRİKLERE CEVAP 

21-Ey elçimizin peygamberliğine inanmayan ve "Bizler sizlerden hayırlıyız, dünyada olduğu gibi ahirette de sizden üstün olacağız!" diyen (bkz.İbn Atıyye) müşrikler! Demek siz hem elçimizi yalanlıyor, hem de iman eden ve Allah'ın emirlerine uygun bir şekilde yaşayan mümin kullarımızla Allah katında bir tutulacağınızı düşünüyorsunuz? Bu düşünceniz çok yanlıştır!
22-Çünkü Allah adalet sahibidir. O'nun yarattığı evrende muazzam bir düzen bulunmaktadır. Her şeyi böyle hikmetle yaratan Allah, sizinle müminleri bir tutar mı? Gerçek şu ki O, hikmeti gereği herkesi hesaba çekecek ve herkese yaptıklarına uygun karşılık verecektir. 

HESAP GÜNÜNÜ UMURSAMAMANIN SONUCU 

23-Ey elçimiz Muhammed! Senin peygamberliğine iman etmeyen bu müşriklerin elebaşıları Allah'ın mesajına iman edip ona göre yaşamak yerine kendi arzu ve isteklerine adeta tapınır hale gelmişlerdir. (bkz.İbnü'l-Cevzi) Bu sebeple hakikati göremeyecek kadar basiretleri körelmiş ve kalpleri kararmıştır. Allah da onları bu halleriyle baş başa bırakmıştır. (bk.İbn Bahr, Maverdi) Çünkü bu onların kendi tercihleridir. 
(Ayetlerdeki "Allah onları saptırdı" gibi ifadeler de Arap dil ve edebiyat oyunlarındandır. Gerçek anlamları müfessirlerin yukarıda belirttiği gibidir)
Allah onları zorlayıp imana getiremediğine göre artık kim onların kalplerini yumuşatabilir ki?

24-Onlar kendilerini elçimize karşı koymaya öylesine kaptırmışlardır ki onun ahiret ve hesap günü uyarılarına karşı, "Hayat şu yaşadığımızdan ibaret; yaşam ve ölüm, bunun ötesi yok! zaman insanı yok eder" demişlerdir. Oysa bu konuda ellerinde ilahi bir bilgi bulunmamaktadır, sadece yalan yanlış birtakım duyumlara dayanarak ileri geri konuşmaktadırlar.
25-Onlara birbirini açıklayan ayetlerimiz okununca elçimizin peygamberliğini yalanlamak için ona, "Madem doğru söylüyorsun, atamız Kusayy'ı dirilt de senin lehine konuşsun, biz onun sözüne inanırız. Çünkü o doğru sözlü biriydi!" (bkz.İbn Atıyye) demektedirler.

26-Ey elçimiz! Sana karşı böyle küstahça tavır sergileyen müşriklere de ki: "Allah nasıl sizlere hayat verdiyse ölümünüzden sonra da aynı şekilde diriltecek ve huzurunda toplayıp hesaba çekecektir. Umursamıyor olmanız sizi bundan kurtarmaz. Çünkü hesap günü muhakkak gelecektir.
27-O gün, bütün evrenin mülkünün Allah'a ait olduğunu görecek ve medet umduğunuz varlıkların acizliğini farkedeceksiniz. Fakat şirk koştuğunuz için o gün büyük bir hüsrana uğrayacaksınız. 
28-Zira o gün herkes ilahi hükümranlık karşısında boyun eğmiş olacak, Herkese yaptıklarının hesabı sorulacaktır.
29-İşte bu kitabımız size bunları anlatır. Bütün davranışların kaydedilmiş olduğunu herkes görecektir."

30-Allah'ın elçilerine iman etmiş ve O'nun emirlerine uygun yaşayanlar, Allah'ın rahmetine mazhar olacaklardır. Bundan daha büyük başarı mı vardır?

31-Peygamberleri inkar edenlere ise şöyle denecektir: "Sizler değil miydiniz, dünyada Allah'ın mesajları iletildiğinde peygamberlere karşı büyüklük taslayarak suçlu bir topluluğa dönüşen.
32-Kıyamet ve ahiret ile ilgili uyarıları duydukça küstah bir şekilde, "Kıyamet de nedir? Hani, ne zamanmış, pek emin değiliz" diyenler? (bkz.Vakıa Suresi 57)
33-Şimdi bunun bedeli olarak cehennem azabını tadın bakalım!" Böylece onlar, yaptıkları kötülüklerin cezasını çekecekler, alaya aldıkları azap, gün gibi karşılarına dikilince hatalarını anlayacaklardır.
34-Onlara, "Madem siz bugünü umursamadan yaşıyordunuz, buna karşılık bugün de biz sizi azaba terk edeceğiz. Artık, dünyada umut bağladığınız varlıklar dahil kimse sizi kurtaramaz
35-Çünkü sizler Allah'ın ayetlerini ve peygamberlerini alaya alıyor, hesap günü uyarılarını dikkate almıyordunuz. Şimdi çekin azabı! " denilecektir. Bunlar cehennemden çıkarılmayacak, özür dilemeleri de istenmeyecektir.   

36-İşte gerçek budur. Her şeyi güzel yapmak Allah'a mahsustur. Allah, bütün evrenin yegane yaratıcısı ve hakimidir. kulluk sadece O'na yapılır. O, sonsuz güç sahibidir. Şirk koşan ve elçisini inkar edenleri cezalandıracaktır. Aynı zamanda O, sonsuz hikmet sahibidir, her şeyi hikmetle yapmakta, sizler için en uygun şeyleri emretmektedir.
37-Göklerde de yerlerde de büyüklenme hakkı sadece O'ndadır. Üstün olan ve doğru kararlar veren O'dur.

(Surelerin Türkçe özü için, Sayın Hasan Elik ve Sayın Muhammed coşkun hocalarımızın ilmine ve onların "İndirildiği Dönemin Işığında Kur'an Tefsiri - Tevhit mesajı" isimli muhteşem eseri ile Sayın Abdülaziz Bayındır hocam ile Sayın Hakkı Yılmaz hocalarımın ilimlerine minnettarım)

Diğer sureler için link;
TÜRKÇE ÖZLÜ KURAN ve DİĞER YAZILAR