29 Haziran 2017 Perşembe

KURAN -86- (17) İSRA SURESİ TÜRKÇE ÖZÜ

(Bismillahirrahmanirrahim)
(her şeye) Yaratılmışlara sonsuz ve sınırsız lütuf, ihsan, rahmet bahşeden, rahmetiyle sayısız nimetler ihsan eden, merhameti ve rahmeti bol, kulluk edilmeye layık tek ilah Allah'ın ismi ile (yardımıyla) (başlanır)
\Aynı zamanda müşriklerin bir işe başlarken Allah yerine kendi ilahlarının adlarını zikretmelerine nispettir\

İSRA = Gece yürümek
111 Ayet - /Hz.Muhammed'in vahye muhatap oluşu/

----- Mekke döneminin sonlarına doğru, Ra'd suresinin ardından vahyedilmiştir. Hz.Musa ve İsrailoğulları'ndan söz ederek başladığı için "Beni İsrail suresi" olarak da adlandırılmıştır. Tevhit, ahiret, nübüvvet mesajlarının yanı sıra ahlaki öğütler de yer almaktadır. ----- 
(bkz.Hasan Elik & Muhammed Coşkun, "İndirildiği Dönemin Işığında Kur'an Tefsiri)

İSRÂ OLAYI

1-Kendisine birtakım ilahi ayetler gösterip makamını yükseltmek amacıyla kulu Muhammed'i bir gece vakti Kabe'den çevresini kutsal kıldığımız en uzaktaki mescide ulaştıran Allah, müşriklerin iddia ettikleri bütün ortaklardan münezzeh olup, yaratmada ve Tanrılık sıfatında eşi yoktur. Elçisini korumaya, zafere ulaştırmaya ve müşriklerin planlarına boşa çıkarmaya muktedirdir (bkz.Maturidi) O, müşriklerin yaptıklarından haberdardır ve onlara gereken cezayı verecektir (bkz.Taberi)
-İsra / mirac hadisesi aslında Mekke'den Kudüs'e yürüyüş veya manevi bir yükseliş değildir. Olsa olsa Hz.Muhammed'in vahyi almak için yaşadığı ruhi-manevi bir yükseliş olmalıdır. (bkz.Sidretül Münteha) (bkz.Necm 53/14-15) 
Ek olarak; 
O dönemde Kudüs şehrinde, günümüzde "Mescid-i Aksa" veya Beytülmakdis olarak bilinen yapının fiziksel olarak var olmadığı, milattan sonra 70 yılında orada bulunan yahudilerin Süleyman mabedinin (güneşe taptıkları zamandan kalma Salem (İbrani güneş tanrısı) mabedi) (bkz.Jeru-Salem) Roma'lı kumandan Titus tarafından yıktırıldığı, müslümanların fethine kadar o bölgenin hristiyanlar tarafından harabe ve çöplük olarak kullanıldığı tarihsel olarak sabittir. 
Kudüs, Hz.Ömer tarafından feth olunduğunda namaz kılması için Kıyamet Kilise'sine davet edildiği halde kötü örnek olup hristiyanların ibadethanelerine zarar gelmesin diye daveti kabul etmeyip, çöplük olarak kullanılan eski Süleyman mabedini temizleterek burada namaz kılmış ve oradaki Süleyman mabedi harabelerinin üzerine "Hz.Ömer mescidi" adı ile bir mescid yapılmıştır. 
Sonraki hali, Emevi sarayının halifelik çekişmelerinde Mekke ve çevresini etkisizleştirip devre dışı bırakabilmek veya zayıflatabilmek için kendi egemenliklerinde başka bir kutsal mekan ve şehir yaratma çabasının ürünüdür. Kudüs'te bugün gördüğünüz her şey Emevi'ler tarafından ihya edilmiş, Kudüs'teki mescid Abdümelik bin Mervan tarafından  Hicri 66'da (MS 685/686) Kabe taklid edilerek yaptırılmıştır. Ardından Emevi sarayının para ve güçle etki altına aldığı muhaddis ve raviler aracılığı ile İsra 17/1 ayeti temel alınıp, "İslam'ın ilk kıblesi" yalanı palazlandırılarak mirac hadisesi buraya monte edilip Beytülmakdis'in kutsiyet derecesi yükseltilmiştir. Kudüs'ün İslam'ın ilk kıblesi olmadığını, (bkz.Al-i İmran 3/96) Medine'ye hicretten önce müslümanların Kabe çevresinde eziyete maruz kaldıklarını ve Hz.Muhammed'in Harem-i Şerif'te namaz kıldığını biliyoruz. Medine'ye hicret sonrasında Kudüs onyedi ay kadar kıble olarak tayin edilmiş, ardından tekrar eski kıblelerine döndürülmüşlerdir. Miraç olayının İslâm kültürüne giriş nedeni Tevrat, Yaratılış 28 (Yakup'un düşü)'ne kinaye olmalıdır. Tevrat'taki bu öykünün kökleri de Marduk'un Ziggurat'ındadır. Bir insan yer ile gök arasındaki bir tepe noktasında tanrılarıyla buluşabilir. Yakup bir merdivenin en üst basamağında RAB'ı (Tanrı El'i) görür ve RAB onu kutsar ve daha önce İbrahim'e verdiği sözleri tekrar eder vs vs vs -

HEPSİ DE BİRER "İNSAN" OLAN PEYGAMBERLERİN ORTAK MESAJI : TEVHİT

2-Muhammed'e peygamberlik vererek onu şereflendiren (bkz.Razi) Allah, daha önce Musa'yı da peygamber olarak seçmiş, İsrailoğulları'nı şirkten ve zulümden kurtaran bir rehber olmak üzere, Allah ile aralarında bir vekil edinmesinler diye ona Tevrat'ı vermişti.   
3-Ondan önce de sadece Allah'a kulluk eden şükür ehli bir kul olan Nuh ile birlikte tufanda kurtarılanların nesillerinden nice peygamberler seçmiş ve hepsinin tevhitte birleşmelerini, bir Allah'a kulluk etmelerini emretmişti. Şimdi ey müşrikler! Bütün bu peygamberler birer insan oldukları halde niçin Muhammed'in peygamber olduğuna inanmıyor ve "Allah bir insanı mı peygamber seçti!" diyerek onu inkar ediyorsunuz! (bkz.Maturidi)

İSRAİLOĞULLARI'NIN TARİHİNDEN DERSLER

4-Vaktiyle İsrailoğulları'nı Tevrat'ta uyarmış, ilahi emirlere karşı gelmeleri sebebiyle başlarına iki defa büyük felaket geleceğini haber vermiştik ve küstahça böbürlenip azgınlık yapacakları konusunda onları uyarmıştık. 
5-Birincisinin vakti geldiğinde, Kudüs'ü işgal eden ve mabedi yıkan düşman ordularının (bkz.MÖ 605 Babil kralı II.Nabukadnazar) (bkz.Babil sürgünü) saldırısına uğradılar. Bu uyarımız gerçekleşmişti.
6-Ancak bir süre sonra biz onlara tekrar güçlerini toparlama ve üstün gelme imkanı sağladık, nesillerini ve güçlerini arttırdık, askeri yönden daha güçlü hale getirdik 
7-Bu arada onlara şu önemli tavsiyeleri ilettik: "Eğer ilahi emirlere itaat eder ve zulüm-haksızlık yapmazsanız sizin yararınıza olur, fakat ilahi emirlere isyan eder ve haksızlık yaparsanız cezasını çekersiniz. Hem dünyada zelil olur hem de ahirette azaba maruz kalırsınız."
Nitekim bu tavsiyelere uymayıp ilahi emirlere karşı geldikleri ve zulmettikleri için kendilerine ilahi felaketi yaşattık. Bu sefer de başka düşmanlar tıpkı birincisindeki gibi Kudüs'ü işgal etti, Süleyman mabedini yıktı ve birçok yahudiyi katlettiler. (bkz.MS 70, Romalı komutan Titus

8-Sonuçta onlara ilahi rahmeti gösterdik ve kendilerini bu zilletten kurtardık. Ancak tekrar eski tavırlarına dönecek olurlarsa başlarına yine aynı şeyler gelecektir. kaldı ki ilahi emirlere uymayan ve peygamberleri inkar edenlerin sonunda varacakları yer cehennemdir.  

9-İşte Muhammed'e vahyettiğimiz bu Kur'an, tıpkı daha önceki peygamberlere verilen kitaplar gibi ilahi vahiy olup insanlara en doğru yol olan tevhidi göstermekte, Muhammed'in peygamberliğine iman eden ve ilahi emirlere uygun olarak yaşayanları büyük bir ödülle müjdelemektedir.
10-Ahireti ve hesap gününü umursamayan ve ilahi emirlere karşı gelenleri ise acı bir azapla uyarmaktadır. 

MÜŞRİKLERİN ALAYCI BİR ŞEKİLDE İLÂHİ AZAP İSTEMELERİNE CEVAP

11-Muhammed'in peygamberliğine inanmayan ve "Allah'ım! Eğer bu Muhammed peygamber ise bizim başımıza taş yağdır" diyen müşrikler (bkz.Mukatil, Firuzabadi, İbn Atıyye, Kurtubi, Razi) elçimize iman edip ilahi rahmete nail olmak dururken ilahi azabı istemekte, kendilerine lütfedilen rahmeti geri çevirmektedirler. Doğrusu, onlar düşünmeden hareket etmekte ve akılsızlık etmektedirler. 

TEVHİDİN KAİNATTAKİ DELİLLERİ

12-Allah nezdinde bazı varlıkları şefaatçi kabul ederek onları Allah'a ortak koşan müşrikler, Allah'ın kendilerine verdiği nimetleri bilmezler mi? Baksanıza, biz geceyi ve gündüzü birbirinden farklı yaratmış, birini aydınlık diğerini karanlık yaparak bir taraftan çalışıp rabbinizin size lütfettiği nimetleri kazanarak maişetinizi temin etmeye, diğer taraftan dinlenmenize ve zamanı hesaplayabilmenize imkan vermişizdir. Doğrusu, Kur'an'da sizlere, tevhidi benimsemeniz için bütün delilleri böylece sıralamaktayız. Artık bahaneniz kalmamıştır. (bkz.Razi
13-Bütün bunlara rağmen inanmazsanız şunu iyi bilin ki hepiniz kendi yaptıklarınızdan sorumlu tutulacaksınız. Yaptıklarınız tek tek kaydedilmektedir (bkz.İbn Kesir) ve kıyamet gününde hesap sorulmak üzere karşınıza çıkarılacaktır. (bkz.Mukatil)  
14-O gün size, "İşte amel defteriniz! İsterseniz okuyun! Artık başka şahide gerek yok" denecektir. 

MÜŞRİKLERİ BEKLEYEN CEZA

15-Şunu bilin ki bütün bu delillerden ders çıkarıp Muhammed'in peygamberliğine iman edenler kazançlı çıkmış olurlar, aksi davrananlar ise kendilerine zarar vermiş olurlar! Sizin günahınızı biz yükleniriz diyerek sizi şirke sevk eden ve Muhammed'e iman etmekten alıkoymaya çalışan önderlerinize aldanmayın. (bkz.İbn Atıyye, Kurtubi) Hiç kimse bir başkasının günahını yüklenemez. Şunu unutmayın ki elçimiz sizlere her şeyi açıkça anlattıktan sonra inkar için bahaneniz kalmamıştır. Artık onu inkar ederseniz azaba müstehak olursunuz. Zaten biz elçi gönderip gerekli uyarıları yapmadıkça kimseyi cezalandırmayız.  
16-Biz bir toplumu helak etmişsek, önceden peygamberler göndererek oranın ileri gelenlerine tevhidi ve Allah'a itaati emretmiş (bkz.Taberi) ve onları uyarmışızdır. Ancak onlar elçimizi inkar edip ilahi emirlere uymayınca azaba müstehak olmuş ve helak edilmişlerdir. 
17-Nuh kavminden bu zamana kadar bu şekilde helak ettiğimiz nice toplumlar bulunmaktadır. Artık anlamalısınız ki Allah bütün yapıp ettiklerinizi görmekte, her şeyi en ince ayrıntısına kadar bilmektedir. Eğer siz de elçimiz Muhammed'i inkar etmeye son vermezseniz, tıpkı geçmişte helak edilen toplumlar gibi ilahi cezaya maruz kalırsınız. (bkz.Taberi)

18-Ahireti ve hesap gününü umursamadan sadece dünyevi kazanç peşinde koşan ve elçilerimize iman etmeyenler (bkz.Razi -Kaffal'den naklen-) bilsinler ki biz bazılarının dünyevi isteklerine ulaşmalarına imkan tanısak bile, onlar ahirette ilahi rahmet ve nimetlerden mahrum bir şekilde cehenneme gireceklerdir. 
19-Cehennem azabından kurtulup amellerinin karşılığını alacak olanlar ise elçilerimize iman eden ve ilahi emirlere göre yaşayan müminler olacaktır.  

20-İşte biz hem elçilerimize iman edenlere hem de inkarcılara, dünyada yaşamalar için gereken nimetleri bahşetmekte, inkar edenleri dünya nimetlerinden mahrum bırakmamaktayız. 
21-Ancak ahiret nimetleri sadece iman edenlerin olacaktır. (bkz.Taberi) Bakın ve düşünün! Bunlardan hangisi daha kazançlıdır. 

HAYATA YÖN VEREN İLAHİ KURALLAR

22-Sakın bazı varlıkları şefaatçi kabul edip onları Allah'a ortak koşmayın! Aksi takdirde perişan olur ve ilahi cezaya maruz kalırsınız. 
23-Rabbin şu emirleri açıkça buyurmaktadır: Sadece Allah'a kulluk edin, ana ve babanıza iyi davranın. Eğer ebeveyninizden biri ya da her ikisi, yaşlılık dönemlerinde sizin yanınızda bulunurlarsa onları sakın azarlamayın, onlara karşı tahammüllü olun, gönüllerini kırmayın, hep tatlı dilli ve güleryüzlü davranın.   
24-Onları koruyup kollayın ve onlar sizi nasıl binbir zahmete katlanarak şefkat ve merhametle büyüttülerse, Allah'ın da onlara şefkat ve merhametle muamele etmesi için dua edin.
25-Unutmayın ki Allah, aklınızdan geçenleri dahi bilmektedir. Eğer sizler iyi niyetli olur ve ilahi emirlere uygun hareket etmeye gayret gösterirseniz Allah hatalarınızı affeder, çünkü O, kendisine samimiyetle kulluk ve tövbe edenlere karşı affedicidir. 

26-Akrabalık haklarını gözetin, yardıma muhtaç olanların ihtiyaçlarını karşılayın. Yoksul, kimsesiz, yurdundan yuvasından ayrı düşmüşlere yardım edin. Müşrikler gibi malınızı doğru olmayan, ilahi emirlere aykırı olan şeylere harcamayın. (bkz.Taberi)    
27-Zira mallarını haram yolda harcayan Mekkeli müşrikler, (bkz.Mukatil) tıpkı rabbinin nimetine nankörlük eden ve O'nun emrine karşı çıkan şeytan gibi davranmış, onun dostu olmuş olurlar. 
28-Anne babanıza ve yoksullara yardım edecek gücünüz yoksa bile onlara tatlı dilli olun, güler yüzlü davranın. 
29-Allah'ın sizlere yüklediği bu mali yükümlülükleri yapmaktan sakın geri durmayın, bu hususlarda cimrilik etmeyin. Ancak cömertlik yapayım derken malınızı haram olan şeyler için de harcamayın. Böyle yaparsanız hem Allah nezdinde hem de insanlar nezdinde itibarınızı kaybedersiniz.  

30-Unutmayın ki rızkı bol bol veren de, ölçülü olarak veren de Allah'tır. Herkese en uygun şekilde rızık verir. (bkz.Taberi, Zemahşeri) O, kullarının her yaptığını görür, her şeyden haberdardır. 
31-O halde bereketsizlik, namus ve haysiyet kaygısı gibi nedenlerle çocuklarınızı putlara kurban etmeyin. (bkz.En'am 6/137 ve açıklama) Zira sizin de çocuklarınızın da rızkını veren Allah'tır. Onları öldürmeniz çok büyük bir günahtır.

32-Zinaya yaklaşmayın! Çünkü zina çok kötü, çok çirkin bir davranıştır. 

33-Allah'ın saygın ve kutsal kıldığı insan canına haksız yere kıymayın. Haksız yere öldürülen kişinin yakınları da kısas hakkını kullanırken aşırıya gitmesinler, bir kişiye karşılık çok kişiyi öldürmeye çalışmasınlar. Çünkü zaten onlara kısas hakkı verilmekle adalet sağlanmış olmaktadır.  

34-Ergenlik çağına ulaşıncaya kadar bakmak durumunda olduğunuz yetimlerin mallarının değerini korumaya veya arttırmaya yönelik tasarruflarda bulunabilirsiniz, ancak sakın o mallara göz dikmeyin. Verdiğiniz sözlere ve yaptığınız anlaşmalara sadakat gösterin. Unutmayın ki bu konularda hesaba çekileceksiniz.
35-Alışverişlerinizde hileden uzak durun. Böyle yaparak biraz daha az kazanacak olsanız bile, biliniz ki kazançlı olan davranış budur.

36-Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığınız şeyin peşine düşmeyin. Elinizde ilahi hiçbir delil olmadığı halde Allah'a şirk koşmayın (bkz.İbnü'l-Cevzi) Bilin ki hesap günü bütün uzuvlarınız aleyhinize şahitlik edecektir. (bkz.Maturidi, Maverdi 
37-Yeryüzünde böbürlenerek dolaşmayın. Elçimize ve müminlere büyüklük taslamayın; zira dağlara erişmeniz veya yeri yarmanız imkansız olduğu gibi tevhit davasını engellemeniz de imkansızdır. (bkz.Maturidi

38-İşte bütün bunlar Allah nezdinde çirkin şeylerdir.

39-Ey müşrikler! Bütün bunlar, elçimize vahyedilen hikmet dolu ilahi mesajlardır. Artık bütün bu ilahi emirlerden sonra sakın Allah'a ortak koşup onun nezdinde bazı varlıkları şefaatçi kabul etmeyin. Aksi takdirde perişan bir halde cehenneme atılırsınız. 

MÜŞRİKLERİN İDDİALARINA CEVAPLAR

40-Ey Allah'a ortak koşan ve bazı varlıkları O'nun nezdinde şefaatçi telakki eden, melekleri Allah'ın kızları olarak gören müşrikler! Nasıl olur da Allah'ın sizlere erkek çocuklar bahşedip kendisinin, erkek çocuğundan aşağı gördüğünüz kız çocuklar edindiğini düşünürsünüz? Bu söyledikleriniz çok ağır cezayı gerektiren büyük bir iftiradır.  
41-Bakınız, elçimiz Muhammed'e vahyettiğimiz bu Kur'an'da tevhide dair bütün delilleri ortaya koymaktayız ki düşünüp ders alarak şirkten vazgeçesiniz. Ne var ki sizler bu ayetleri düşünüp şirkten vazgeçmek yerine Muhammed'den iyice uzaklaşıyorsunuz.

42-Ey müşrikler! Eğer sizin iddia ettiğiniz şekilde Allah'tan başka ilahi niteliklere sahip varlıklar bulunsaydı bile, onların hepsi nihayetinde Allah'ın mutlak hükümranlığına boyun eğer, O'na yakınlaşmaya çalışırlardı. (bkz.Zemahşeri)
43-Çünkü Allah, bütün varlığın yegane hakimidir, mutlak güç O'nun elindedir ve O, sizin iddialarınızdan beridir, münezzehtir. 
44-Bütün mahlukat O'nun hükümranlığında olup O'na kulluk eder. (bkz.Zemahşeri) Halbuki sizler, o kadar nimetinden faydalandığınız halde yine O'na kulluk etmekle yetinmiyor, başka varlıkları ortak koşuyorsunuz! (bkz.Taberi) O'na kulluk etmeyen hiçbir varlık bulunmamaktadır. Ne var ki sizler, düşünüp ders almadığınız için onların bu kulluklarını farketmemektesiniz. (bkz.Zemahşeri) Doğrusu, Allah çok merhametlidir, kendisine şirk koşanları dahi hemen cezalandırmamakta, tövbe etmeleri için onlara süre tanımaktadır. Eğer böyle olmasaydı müşrikleri derhal cezalandırırdı. (bkz.Taberi)  

45-Ey Muhammed! Sen müşriklere Kur'an'ı tebliğ ettiğin zaman müşrikler, seninle onların arasına görünmez bir engel koymuşuz da
46-Sanki seninle aralarında bir perde, kulaklarında seni duymalarına ve akıllarında seni anlamalarına mani olan engeller varmış gibi davranırlar. (bkz.Zemahşeri) Kendilerine ne zaman tevhitten bahsetsen tepki gösterip uzaklaşırlar. (bkz.Mukatil
47-Toplum içerisinde seni dinlerken alaya aldıklarını, sana inanmak isteyenlere, "Muhammed sihirbazın tekidir, bir insanın peygamber olması nasıl mümkün olur? (bkz.Taberi) Ona inanmayın" diye fısıldadıklarını
48-Sana şair, kahin sihirbaz gibi yakıştırmalarda bulunduklarını, fakat ne diyeceklerine tam olarak kendilerinin de karar veremediklerini, şaşkınlık içinde bocaladıklarını
49-Senin ahiretle ilgili uyarılarını dikkate almayıp, "Kemiklerimiz un ufak olduktan sonra tekrar mı diriltileceğiz?" dediklerini çok iyi biliyoruz.

50-Onlara de ki: "İster çürüyüp gidin, ister taş, demir
51-Veya en sert şey ne ise o olun, her halükarda diriltilecek ve hesaba çekileceksiniz!" Bu durumda sana, "Kim diriltecek bizi?" diye soracaklardır. Onlara, "Sizi ilk defa yaratan Allah diriltecektir" diye cevap ver! Ancak yine de inanmayacak ve alaycı bir şekilde, "Peki ne zamanmış bu dirilme günü?" diyeceklerdir. Sen onların bu alaycı tavırlarına aldırma ve "İlahi azaba uğrayacağınız gün çok yakındır
52-O gün geldiğinde hepiniz diriltilip onun huzuruna çıkarılacak, dünya hayatının ne kadar kısa ve geçici olduğunu anlayacaksınız" de!

53-Sana iman eden kullarına söyle, müşrikleri güzel ve etkileyici bir dille imana davet etsinler. Şeytana uyup kargaşaya fırsat vermesinler. (bkz.Zemahşeri)
54-Onlara, "Rabbimiz yaptıklarınızı görüyor, gelin iman edin de O'nun bağışlamasına layık olun, aksi takdirde müşrik olarak ölür ve ilahi cezaya müstehak olursunuz" (bkz.Taberi) desinler. (bkz.Zemahşeri) Zaten sizin göreviniz sadece tebliğ etmektir. Yoksa biz seni insanların iman edip etmemelerinden sorumlu tutacak değiliz.

55-Ey Muhammed! Seni peygamberliğe layık görmeyen ve "Şu Ebu Talib'in yetimine mi kaldı peygamberlik?" diyen müşriklere (bkz.Zemahşeri) şöyle de: "Kimin peygamberliğe layık olduğunu Allah bilir. O, yerde ve gökte olan herkesi en iyi bilendir. Geçmişte de bir çok peygamber gönderip her birine çeşitli nitelikler bahşetmiştir. (bkz.Mukatil) Mesela İsrailoğulları'ndan Davud'u peygamber olarak seçmiş ve ona Zebur'u vermiştir. 
56-Madem benim Allah'ın elçisi olduğuma inanmıyor ve Allah'a ortak koştuğunuz varlıklardan medet umuyorsunuz, o halde başınız dara düştüğünde o varlıklardan yardım isteyin bakalım yardım edebilecekler mi? Size hiçbir faydasının dokunmayacağını açıkça göreceksiniz!   
57-Gerçek şu ki Allah'a ortak koştuğunuz ve sizi Allah'a yakınlaştırmasını umduğunuz melekler ve salih insanlar sizin bu yaptıklarınızdan beridirler. Onlar sadece Allah'a kulluk eder, O'nun azabından kurtulmayı ve rahmetine nail olmayı dilerler. Çünkü Allah'ın azabı gerçekten çok çetindir.   

58-Ey Muhammed'in peygamberliğine inanmayan ve "Bizi tehdit ettiğin azabı getir veya bize mucize göster" diyen müşrikler! Şunu iyi bilin ki Allah'ın elçilerine iman etmeyen toplumları, kıyamet gelmeden önce ya helak eder ya da şiddetli bir şekilde cezalandırırız. Bu bizim yasamızdır.
59-Elçimizden mucize istemeniz de bahaneden ibarettir. Nitekim geçmişte yaşayan toplumlar da peygamberlerden mucizeler istemiş, fakat yine de iman etmemişlerdi. Mesela Semud halkına bir imtihan vesilesi olarak gösterilen deve, onlara Salih'in peygamberliğini gösteriyordu. Ama onlar elçimizi inkar etmekte ısrar ettiler, deveyi kestiler ve azaba müstehak oldular. Biz ilahi mucizeleri ancak son bir uyarı olarak göndeririz. Eğer istediğiniz mucizeler gönderilecek olsa, iman etmediğiniz takdirde derhal cezalandırılmanız gerekecektir. (bkz.Mukatil, Taberi)  

Hz.MUHAMMED'E ZAFER MÜJDESİ

60-Ey Muhammed! Sen korkmadan ve yılmadan tebliğ görevine devam et! Rabbin, müşriklerin yaptıklarından haberdardır. Onlara karşı seni koruyacak (bkz.Taberi) ve zafere ulaştıracaktır. Vaktiyle sana gösterdiğimiz ilahi görüntüler ve cehennemde yetişen ağaçla ilgili olarak Kur'an'da anlatılanlar (bkz.Duhan 44/43) (bkz.Saffet 37/62-70) onlar için bir tür imtihan vesilesi olmuştur. Neticede biz müşrikleri ilahi azap konusunda defalarca uyarıyor olsak da bu uyarılar onların sadece inkar ve inatlarını arttırmaktadır.  

MÜŞRİKLERİN TAVIRLARININ ŞEYTANIN TAVRINA BENZETİLMESİ

61-Ey müşrikler! Sizin, elçimiz karşısında sergilediğiniz bu inat ve kibir, tıpkı şeytanın Adem karşısında sergilediği kibir gibidir. Vaktiyle biz Adem'i yaratıp bütün meleklerden ona saygı göstermelerini istemiştik. İblis kibirlendi, emre uymadı ve "Şu topraktan yarattığın zavallıya mı saygı göstereyim? 
62-Onun benden üstün nesi var? Eğer benim kıyamet gününe kadar yaşamama izin verirsen birazı dışında bunun bütün soyunu kendime bağlarım" dedi.
63-Bunun üzerine biz onu huzurumuzdan kovup "Değerini yitirmiş ve rahmetimden uzaklaştırılmış olarak çık hemen oradan! Andolsun ki kim senin bu aldatmacalarına kapılır ve bana itaatten, peygamberlerime iman etmekten geri durursa onları da seninle birlikte cehenneme dolduracağım. 
64-Şimdi onlardan kime gücün yeterse vesveselerinle aldat! Olanca gücün ve hilenle üzerlerine git, mallarını ve evlatlarını kullanarak onlara çeşitli boş vaatlerde bulunup aldatmaya çalış!
65-Ama şunu unutma ki bana itaat eden ve elçilerime iman eden samimi kullarımın üzerinde senin hiçbir gücün olmayacaktır. Bil ki Allah, koruyucu olarak onlara yeter!" dedik.

66-Ey müşrikler! Size bütün nimetleri veren, rızık aramak üzere binip seyrettiğiniz gemilerin denizde yüzmesini sağlayan kudret Allah olduğu halde, nasıl olur da O'ndan başka varlıklardan medet umarsınız? Oysa Allah sizlere ihtiyacınız olan bütün nimetleri bahşetmiştir. (bkz.Taberi
67-Bir düşünsenize! Denizde bir boğulma tehlikesiyle karşı karşıya gelseniz, medet umduğunuz varlıkların size ne yararı olabilir? Gayet iyi biliyorsunuz ki böyle bir durumda onların faydasız oldukları açıkça ortaya çıkar ve sizler bütün samimiyetinizle Allah'a dua etmeye koyulursunuz. Allah'ın yardımıyla sağ sağlim karaya vardığınızda ise derhal nankörce tutumunuza geri döner ve O'na ortak koşmaya devam edersiniz! Bu yaptığınız şey, Allah'ın size verdiği bütün o nimetlere karşı apaçık nankörlüktür. 

68-Peki bu nankörlüğe karşı Allah'ın sizi cezalandırmayacağından, yerin dibine geçirmeyeceğinden, başınıza taşlar savuran kasırgalar göndermeyeceğinden emin misiniz? Öyle bir durumda Allah'a ortak koştuğunuz o varlıklar sizi koruyamaz.
69-Yahut çaresizlik içinde yalvardığınız o denizin karanlıklarına, amansız fırtınaların ağına tekrar düşürmeyeceğinden nasıl emin olabilirsiniz? Allah, şirk koşmak suretiyle müstehak olduğunuz bu cezayı verecek olsa sizi O'ndan kim koruyabilir? 

70-Oysa biz kainattaki her şeyi sizin istifadenize sunmuş (bkz.Taberi) türlü nimetler bahşetmiş, karada binek olarak kullanacağınız hayvanlar yaratmış ve denizde kullanacağınız gemilerin suyun üzerinde gitmesini sağlamışızdır. Şu halde sizin de sadece Allah'a kulluk ederek bu nimetlere şükretmeniz gerekmektedir.   
71-Ancak şunu unutmayınız ki kıyamet günü geldiğinde herkes dünyada peşinden gittiği önderleriyle birlikte ilahi huzura çıkarılacak ve hesaba çekilecektir. Dünyada ilahi nimetlere şükredip, yani sadece O'na kulluk edip peygamberlere iman edenler, amel defterlerini sağdan alacaklar, bütün davranışlarının ödülünü eksiksiz olarak alacaklardır. 
72-Ancak bu dünyada elçilerimizin mesajlarını, tevhidi görmezden gelenler, o gün ilahi rahmetten nasiplenemeyeceklerdir. Onlara cennet nimetleri gösterilmeyeceklerdir. (bkz.Mukatil, Taberi)

Hz.MUHAMMED'DEN TAVİZ KOPARMA GİRİŞİMLERİ

73-Ey Muhammed! Mekkeli müşriklerin senin tevhit çağrına inatla karşı koyuyor olduklarını ve bu durumun seni ümitsizleştirdiğini, bu sebeple zaman zaman bazı isteklerini kabul ederek onları kendine yakınlaştırmayı düşündüğünü biliyoruz. Gerçi bu durumda onlar belki sana inanacaklar ve seni dost belleyeceklerdi ama diğer taraftan seni, vahye muhalif bazı şeyleri bize isnat eden bir iftiracı konumuna düşüreceklerdi.  
74-Doğrusu, eğer biz seni hak üzerine sabit kılıp kararlılığını arttırmasaydık, onların bu tür isteklerine birazcık da olsa meyledecektin.
75-Bizim verdiğimiz göreve ihanet etmiş olacak, dünya ve ahirette iki kat azaba müstehak olacaktın! İşte o zaman kimse seni bu ilahi azaptan kurtaramazdı! 

76-Biliyoruz ki seni yurdundan kovmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Ancak şunu unutmasınlar ki seni Mekke'den (bkz.Kurtubi) çıkmaya zorlayacak ve bunu başaracak olsalar bile, senden sonra orada çok uzun bir saltanat süremeyeceklerdir. Neticede tevhit inancı büyüyecek ve müslümanlar onların egemenliğine son verecektir. 
77-Tarih boyunca gönderdiğimiz peygamberlerin hepsinde geçerli olan yasa bu olmuştur. Bu ilahi yasada herhangi bir değişikliğin olması söz konusu değildir. 

SABIR ve KARARLILIK MESAJI

78-Ey Muhammed! Müşriklerin giderek artan bu baskıları karşısında daha sabırlı ve dayanıklı olmak için daima tevhit üzere kullukta ve ibadette  sebat et! Sabah vakitlerinde yapacağın ibadet, gönlünü ferahlatacak, sana dinginlik verecektir. (bkz.Razi
79-Gecenin sakinliğini fırsat bilerek de (bkz.Maturidi) rabbine ibadet et! Geceleyin yaptığın ibadet ise sabır ve kararlılığını arttıracaktır. Nitekim rabbin yakında seni Mekke müşriklerinin bu zulmünden kurtaracak, el üstünde tutulacağın bir yerde yaşama ve tevhidi rahatça tebliğ etme imkanı sağlayacaktır. (bkz.Nesefi
80-Artık onların baskılarına aldırma ve şöyle dua et: "Rabbim! Eğer müşrikler beni Mekke'den çıkaracaklarsa, o halde sen bana buradan sağ sağlim çıkıp varacağım yere hayırlısıyla varmayı nasip et! (bkz.Maturidi, Razi) Oradaki insanların tevhide iman etmelerini ve bana yardımcı olmalarını sağla!" 

81-Ey Muhammed! Seni yurdundan çıkarmaya çalışan müşriklere şöyle de: "Ey müşrikler! Çabalarınız boşunadır, çok yakında tevhit inancı size galip gelecek, şirki silip süpürecektir. Zaten tevhidin dışındaki bütün inançlar nihayetinde yok olup gitmeye mahkumdur."

82-Ey Muhammed! İşte biz bu Kur'an'da sana ve müminlere ilahi emirleri, helalleri ve haramları açıklıyoruz. (bkz.Mukatil) Böylece şirk, sapkınlık ve cehalet hastalıklarından şifa bulmanızı sağlıyoruz. (bkz.Taberi) Bu Kur'an, kendisinin ilahi kelam olduğuna ve senin peygamberliğine iman edenler için ilahi bir rahmet kapısıdır, çünkü onlar buna iman etmek ve içerisindeki ilahi emirleri yerine getirmek suretiyle azaptan kurtulur ve cennete girmeye hak kazanırlar. (bkz.Taberi) Diğer taraftan bu Kur'an, kendisine iman etmeyen müşrikler için ziyan üstüne ziyandır, çünkü onlar buna iman etmemek ve içerisindeki emirleri yerine getirmemek suretiyle ilahi cezaya daha fazla müstehak olmaktadırlar.   

83-Bu müşrikler, başlarına bir sıkıntı geldiğinde, o güne kadar medet umdukları varlıklardan ümit keserek çaresiz bir şekilde Allah'a dua eder, fakat ilahi rahmet sayesinde sıkıntıdan kurtulunca derhal nankörlük eder ve sanki sıkıntıda iken Allah'a yalvaran kendileri değilmişçesine O'ndan başka varlıklardan medet umar ve onlar Allah'a ortak koşarlar. (bkz.Taberi

84-Ey Muhammed! Onların bu ısrarlı inkarları karşısında üzülme ve şöyle de: (bkz.Maturidi) "Herkes bildiği gibi davransın bakalım. Nasıl olsa Allah bütün yaptıklarınızı görüyor ve kimin doğru yolda olduğunu gayet iyi biliyor. Ona göre de gereken karşılığı verecektir." (bkz.Maturidi)

KUR'AN'IN KAYNAĞI

85-Ey Muhammed! Sana Kur'an'ın kaynağının ne olduğunu (bkz.Cabiri) soran müşriklere ve onlara akıl veren yahudilere de ki: "Bu Kur'an Allah'ın vahyidir, (bkz.Maturidi, Zemahşeri) size verilen Tevrat, ilahi ilmin sadece bir kısmıdır." 

MÜŞRİKLERİN MUCİZE İSTEKLERİNE CEVAP

86-Ey Muhammed! İşte sana vahyettiğimiz bu Kur'an, tamamen ilahi rahmetin bir eseridir. Eğer herkesin koşulsuz şartsız bize iman etmesini gerektirecek zorlayıcı bir düzen kursaydık, sana vahyettiğimizi de geri alırdık. Eğer biz bu ilahi rahmeti çekip alacak olsak tamamen çaresiz bir biçimde kalakalırdın.
87-Geri alınmaması rabbinin ikramıdır. O'nun sana iyiliği büyüktür. 
88-Şu halde senden çeşitli mucizeler isteyen müşriklere şöyle de: "Kendilerinden medet umduğumuz varlıkların da yardımını isteyerek bu Kur'an'ın benzeri bir vahiy getirmeye çalışsanız, bu uğurda bütün gücünüzü sarfetseniz, yine de başaramazsınız! Bundan daha büyük mucize mi istiyorsunuz?"  

89-İşte biz bu Kur'an'da müşriklerin tevhidi kabul etmeleri için her türlü delili ortaya koyuyor, geçmiş toplumlardan çeşitli örnekleri anlatıyoruz ama onların çoğu yine de Muhammed'in peygamberliğine inanmamakta ısrar ediyor 
90-Mucize isteyip şöyle diyorlar: "Ey Muhammed! Senin peygamber olduğuna inanmamız için bize yerden bir pınar fışkırtmalısın
91-Ya da içinden gürül gürül nehirlerin aktığı hurma ve asma bahçelerin olmalı 
92-Veya bizi tehdit edip durduğun ilahi azabı getirmelisin! Gökyüzünü parça parça başımıza yıkmalı hatta Allah'ı ve melekleri gözümüzün önüne getirip göstermelisin
93-Yahut altından bir evin olmalı veya gökyüzüne çıkmalısın! Tabi gökyüzüne çıkınca oradan bize yazılı bir kitap getirmelisin, yoksa gökyüzüne çıktığına da inanmayız!"
Ey Muhammed! Peygamber olduğuna inanmak için senden bu tür mucizeler isteyen müşriklere şöyle de: "Sizler bir insandan istenmeyecek şeyler istiyorsunuz! Oysa ben sadece insanım, fakat Allah beni peygamber olarak seçmiş bulunuyor. Bu istedikleriniz ancak Allah'ın yapabileceği şeylerdir." 

94-Zaten öteden beri gönderdiğimiz elçileri yalanlamalarının en büyük sebeplerinden biri, elçilerimizin kendileri gibi birer insan olmalarını yadırgamaları ve "Allah bir insanı mı peygamber seçti, olur mu hiç öyle şey?" demeleri olmuştur 
95-Ey Muhammed! İşte bu bahanenin aynısını sana karşı kullanan müşriklere şöyle cevap ver: "Eğer yeryüzünde melekler yaşıyor olsaydı Allah onlara elbette melek bir peygamber gönderirdi. Ama yeryüzünde yaşayanlar, insan oldukları için Allah da onlara kendi içlerinden birini peygamber olarak gönderiyor.
96-Bütün bu delillere rağmen yine de inanmamakta ısrar ediyorsanız, şunu biliniz ki artık ben görevimi yapmış bulunuyorum. Allah buna şahittir. O benim sizleri tevhide davet ettiğimi de görüyor, sizin ısrarlı inkarlarınızı da! Hesap günü geldiğinde herkese layık olduğu karşılığı mutlaka verecektir." 

97-Allah'ın lutfu ile bu mesajlara iman edenler doğru yola ermiş olurlar. Bu mesajlara iman etmemekte ısrar edenler ise hesap gününde çaresiz kalacaklardır. Dünyada ilahi mesaja iman etmeyen ve her türlü delile karşı kör ve sağır kesilenler mahşer günü kör, sağır ve dilsiz olarak diriltilecek ve yüzükoyun mahşere getirileceklerdir. Varacakları yer, ateşi ne zaman hafiflese derhal harlanacak olan cehennemdir.
98-Çünkü onlar dünya hayatında elçimizi ve Kur'an'ı ısrarla inkar etmişler ve kendilerine ahiret uyarısı yapıldığı zaman alay edercesine, "Kemiklerimiz çürüyüp toprağa karıştıktan sonra tekrar mı diriltileceğiz?" demişlerdi.
99-Oysa Allah'ın gökleri, yeri, kısacası bütün kainatı en mükemmel şekilde yarattığını bilmektedirler. (bkz.Mukatil) Peki, bu yüce kudretin kendilerini ahirette yeniden dirilteceğini nasıl olur da garipser ve alaya alırlar? Şunu iyi bilsinler ki Allah onlar için belli bir hayat süresi tanımıştır ve nihayetinde hepsi dirilitilip hesaba çekilecektir. Ne var ki onlar bu gerçeğe inatla karşı çıkmaktadırlar. Allah'ın verdiği onca nimete rağmen O'na ortak koşarak nankörlük etmektedirler.
100-Oysa kainattaki rızık onların idaresi altında olsaydı kesinlikle Allah gibi merhametli olmaz ve cimrilik ederlerdi. Halbuki Allah öyle yapmamakta, rızkını insanlara bolca ihsan etmektedir. Buna karşılık onların yapmaları gereken şey, O'nun nimetine şükretmek, sadece O'na kulluk etmektir. 

MUSA PEYGAMBER ve TEVHİT MÜCADELESİ

101-Ey Muhammed'in peygamber olduğuna inanmak için türlü mucizeler isteyen müşrikler! Şunu biliniz ki geçmişte biz Musa'ya, peygamber olduğunu gösteren dokuz önemli işaret vermiştik. İsterseniz bu konuda İsrailoğulları'ndan bilgi alabilirsiniz. Fakat Firavun yine de ona inanmamış, "Ey Musa! Sen sihirbazsın!" demişti
102-Musa buna cevap olarak, "Ey Firavun! Aslında bütün bu işaretleri gördükten sonra benim göklerin ve yerin yaratıcısı olan Allah tarafından gönderilmiş bir peygamber olduğumu anlamış durumdasın. Eğer inadından vazgeçmezsen nihayetinde helak olup gideceğine inanıyorum" demişti. 
103-Bunun üzerine Firavun zorbalık yapmış, Musa'yı ve ona iman edenleri baskı altına almış, köklerini kazımak istemişti. Fakat biz ona fırsat vermedik, elçimizi ve müminleri koruduk, bütün erkanıyla birlikte Firavun'u denizde boğuverdik. 

104-Onun helak edilmesinden sonra özgürlüklerine kavuşan İsrailoğulları'na şöyle dedik: "Artık özgürce topraklarınıza yerleşiniz. Hesap günü geldiğinde ilahi huzura çıkarılıp hesaba çekileceğinizi unutmadan yaşayınız!"

KUR'AN'IN İLAHİ VAHİY OLUŞU

105-Ey Muhammed! İşte bu Kur'an'ı, sizlere en üstün ahlaki vasıfları ve adalet ilkelerini ortaya koymak üzere vahiy olarak lütfetmekteyiz (bkz.Taberi) Bu Kur'an, müşriklerin iddia ettikleri gibi cinlerin yahut başka varlıkların müdahalesi olmaksızın vahyedilmiştir. (bkz.Zemahşeri) Senin peygamber olarak seçilip gönderilmiş olman, insanlar için bir rahmettir, çünkü sen onlara cennete gidecek yolu gösterip müjde vermekte ve cehenneme gidecek yolu gösterip uyarı yapmaktasın!

106-Diğer taraftan "Kur'an, Allah tarafından gönderilen vahiy olsaydı, toplu olarak bir defada indirilirdi" diyen müşrikler bilsinler ki (bkz.Taberi) bu Kur'an'ı sana, olayların icabına ve akışına göre (bkz.Zemahşeri) ve insanlar iyice anlayabilsinler diye bölümler halinde vahyediyoruz (bkz.Taha 20/113-114)
107-Seni ısrarla inkar eden müşriklere şöyle söyle: "Benim peygamber olduğuma ve Kur'an'ın ilahi vahiy olduğuna ister inanın ister inanmayın! Fakat şunu bilin ki geçmişte ilahi vahye muhatap olanlar bu Kur'an'ı duyduklarında hemen onun ilahi vahiy olduğunu anlayıp gözü yaşlı bir şekilde secdeye kapanırlar.
108-Büyük bir huşu içinde, "Rabbimiz çok yücedir, kulluk edilmeye layık yegane kudrettir. Müşriklerin yakıştırmalarından münezzehtir. İşte daha önce bildirdiği şey gerçekleşti ve elçisi Muhammed'i gönderdi" derler. 
109-Yüzüstü yere kapandıklarında Allah'a saygı ve bağlılıkları arttığından hüngür hüngür ağlamaktadırlar.  

TEVHİDİ REDDEDEN MÜŞRİKLERE CEVAP

110-Ey elçimiz Muhammed! Allah'a ortak koşan ve bazı varlıkları onun nezdinde şefaatçi telakki eden müşriklere şöyle de: "Allah sonsuz merhamet sahibidir, bütün yüce vasıflar onundur (bkz.Firuzabadi) O halde rahman olan Allah'tan başkasına kulluk etmeyin. O'ndan başka varlıkları şefaatçi kabul edip de tazimde bulunmayın ve sadece O'na kulluk edin." 
Ey Muhammed! Müşriklerin sana ve inananlara her türlü baskıyı yaptıkları Mekke ortamında, ibadet ederken sesinizi çok yükselterek onların tepkisini çekmeyin! Bunu bahane ederek size eziyet etmelerine fırsat vermeyin, ancak kendiniz duymayacak kadar da sessiz okumayın. Bu ikisi arasında orta bir yol izleyin. (bkz.Taberi

TEVHİDİN ÖZETİ

111-Ey Muhammed! Rabbinin sana yönelttiği bütün emir ve yasaklara itaat et (bkz.Taberi) ve Allah'tan başka varlıkları aracı edinen, O'na evlatlar ve ortaklar isnat eden müşriklere şu gerçeği haykır: "Allah bütün varlığı yaratıp sizin istifadenize veren ve kulluk edilmeye layık yegane kudrettir. İddia ettiğiniz gibi çocuk sahibi değildir, egemenliğinde herhangi bir ortağı yoktur, sevdiklerine olan sevgisi ihtiyacından değildir. Sizin nitelemelerinizden münezzehtir. 

(Surelerin Türkçe özü için, Sayın Hasan Elik ve Sayın Muhammed coşkun hocalarımızın ilmine ve onların "İndirildiği Dönemin Işığında Kur'an Tefsiri - Tevhit mesajı" isimli muhteşem eseri ile Sayın Abdülaziz Bayındır hocam ile Sayın Hakkı Yılmaz hocalarımın ilimlerine minnettarım)

Diğer sureler için link;